Kırıkkale F Tipi Hapishanesi’nde müvekkili Orhan Namlı ile görüşmeye giden avukat Ayşegül Çağatay müvekkilinin ve arkadaşlarının gardiyanlar tarafından dövüldüğünü, revir doktorunun vücuttaki izleri gördüğü halde kayda geçirmediği ve rapor almak üzere hastaneye sevk etmediğini söyledi.
Cezaevi koridorlarından işkence seslerinin yükseldiği yönünde bilgiler geldiğini belirten Çağatay, müvekillerinin ters kelepçe takılarak süngerli odaya atıldıklarını belirtti. Elazığ Cezaevi’nde Medeni Onar ise Kürtçe içerikli kitapların ve mektupların kendilerine verilmediğini belirterek kitapların verilmesi için tercüman parası istendiğini söyledi.
‘Tedavi hakları gasp ediliyor’
Avukat Ayşegül Çağatay, müvekkilinin ve arkadaşlarının yaşadığı sıkıntıları gazetemize aktardı. Çağatay hastane sevklerinin çok geç çıkartıldığını belirterek tüm engelleri aşıp doktor karşısına çıkabilen mahkûmlara da kelepçeli muayene dayatıldığını söyledi. İnsana yaraşır şekilde muayene olmak isteyen mahkûmların taleplerinin olumsuz karşılandığını dile getiren Çağatay, “Doktor kelepçeyi açtırmak istediğinde, jandarma tutanak tutacağını söyleyerek buna engel olmaktadır. Bu açıkça insan haklarına ve İstanbul Protokolü’ne aykırı bir durumdur. Tüm bu anlatılan dayatmalar ile müvekkillerin tedavi hakkı gasp edilmektedir” dedi. Ayrıca Çağatay, “Kendisine gelen kargoyu almak için hücresinden çıkarılan müvekkilinin arkadaşı Mehmet Özdemir dönüşte oturma eylemi yaptığını ve gardiyanın boğazına sarıldığını ve tekmelemeye başladığını söyledi. Müvekkilimin arkadaşları Murat Yüksel’i ve Nazım Şafak Korkmaz’ı elleri ve ayakları kelepçeli 3 saat süngerli odaya atmışlar” dedi. Koridorlardan işkence sesinin geldiğini de belirten Çağatay, “Sesleri dinlediğimi fark eden gardiyanlar, sesleri duymayayım diye şarkı söylemeye ve ıslık çalmaya başladı” ifadelerini kullandı.
‘Kürtçe nota da verilmiyor’
Elazığ Cezaevi’nde Medeni Onar ise Kürtçe yazılan hiçbir şeyin kendilerine verilmediğini belirterek, “Kitaplarımız bakanlık onaylı olmasına rağmen verilmiyor. Bu kitaplar Kürtçe olduğu için cezaevi idaresi tarafından keyfi olarak verilmiyor. Sadece kitap değil Kürtçe müzik notası, şiir de aralarında bulunmaktadır. Amaçları Kürt dil ve kültürünü yasaklamaktır” dedi.