15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili Genelkurmay Çatı Davası’nda karar açıklanmadan önce son sözleri alınan eski Tuğgeneral Ahmet Bican Kırker ‘Önceden hazırlanmış, TSK içinde devrşirilmiş narsist ve sizofren zavallılar aracılığıyla birebir CIA’nın Küba, Honduras’ta uyguladığı gibi bir merkezi sistemle işkenceye maruz kaldık. Ordu, ülkenin namusudur. Kime yapılırsa yapılsın ordu bunu asla affetmeyecektir. 15 Temmuz’da TSK enayi kumbarası olarak kullanılmıştır. ‘FETÖ’yü Fethullah Gülen değil MİT yönetiyor.’ dedi.
Odatv‘de yer alan habere göre 15 Temmuz akşamı Özel Kuvvetler personelini Genelkurmay Karargahı’na götüren eski albay Murat Korkmaz, “O gece aldığım tüm görevler İç Hizmet Kanunu’na uygundur, kanunsuz değildir. Personelim masumdur. Tahliyelerini talep ediyorum. Vatanın, milletin, devletin faydasına çalıştık. Vatan sağolsun” dedi.
Diğer bazı sanıklar da şunları söyledi:
“PERİNÇEK GRUBU 100 YILLIK KİNİNİ ÜZERİMİZE KUSTU”
Ahmet Bican Kırker: Diplomasız kralınız çıplaktır. Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti’nin 1 numaralı güvenlik tehdidir. Mahkemenizin bağımsız olmadığını biliyoruz. Engizisyon mahkemelerine taş çıkaran mahkemenizin kararı beraat dahi olsa aklanma anlamına gelmeyeceği için kabul etmiyorum. En mukaddes değerleri şahsi çıkarlarına alet edenlere lanet olsun. Vatan sağolsun. Ebedi Başkomutanımız ve şehitlerimizin ruhu şad olsun.
Halit Kazancı: Bu tuzağı kuran Zekai Aksakallı, Hulusi Akar, Hakan Fidan huzura çağrılmadı. Perinçek grubu T. C. ve TSK’ya 100 yıllık kinini üzerimize kustu.
Ertuğrul Terzi: Kimseden merhamet dilenmeyeceğim. Geçenlerde Perinçek,”Hukuk, siyasetin köpeğidir” dedi. Hayatımda ilk defa Perinçek’le aynı görüşteyim. Köprüden önce son çıkıştasınız, hukukun tecellisini sağlayın.
Özcan Karacan: Cahil annem bile “Şimdi sana sınırsız mı verecekler?” diye sordu. O bile tahmin ediyor. Yakalanmadığım 13 ayı geçmiş 40 yılıma değişmem.
Bünyamin Tuner: Balyoz, Ergenekon hakim ve savcılarını görüyoruz. Sizin de sonunuzun onlar gibi olacağı anlaşılıyor.
Gökhan Şahin Sönmezateş: Kendi topraklarımda, kendi vatanımda, kendi bayrağım altında düşman hukuku uyguladınız. Son sözü reddediyorum.
“HULUSİ AKAR MAHKEMEYE GELİP, EMİR SUBAYI İLE YÜZLEŞEMEDİ”
Bilal Akyüz: Ey kibirli zalim ve onun uşakları; Sana ve sana tapanlara boyun eğmem. Sanma ki, şu dört duvar bana zindan. Dört duvar bana göre saray. Sen sarayda olsan dahi bedbahtsın, zindandasın.
Hakan Evrim: Proje 15 Temmuz ortadadır. Dava hukuken çökmüştür, ama konjonktür gereği Hz. Yusuf’a yapılanı bana yapmak zorunda olduğunuzu biliyorum. Vereceğiniz karar, hakkınızda vereceğiniz karar olacaktır.
Kendisinin halen bordo bereli ve binbaşı olduğunu belirten tutuklu sanık Abdürrahim Aksoy, Semih Terzi için “Kahraman” ifadesini kullanıp, rahmet dileyince bir şehit annesi, “Şerefsiz” diye tepki gösterdi. Şehit annesi Başkan Oğuz Dik’in talimatıyla salondan çıkarılırken Abdurrahim Aksoy son sözünü, “Zalim ve münafıklar için yaşasın cehennem” diye bitirdi.
Diğer bazı sanıkların son sözü de şunlar oldu:
Levent Türkkan: İşkence altında alınan ifadeyi esas alacaksanız, yanına dünyaya mal olan o resmimi de iliştirin. Hulusi Akar’ın yalan ve uydurma ifadesini esas alacaksanız da yanına “Emekli Orgeneral Hulusi Akar mahkemeye gelip, emir subayı ile yüzleşemedi” notunu iliştirin. Beni tarihe mal ettiniz. Tarihe malolmuş kişileri de ancak tarih yargılar. Üçüncüsü; kararınızı biliyorum. Bizi katletmeye karar vermişsiniz. Bu katliamı yaparken ilk taşı, şimdinin ‘FETÖ’sü, dünün Fethullah Gülen’i ile hiçbir iltisakta bulunmamış olanlar atsın.
Mehmet Partigöç: Üç şey söyleyeceğim; birincisi, 15 Temmuz’da mesaiye kalan personel benim emrimle kaldı. Yaptıkları ve yapmadıkları her şeyin sorumlusu benim. İkincisi; asla redd-i hakim talebinde bulunmayacağımı belirtmiştim. Ancak Cuma günü buradaki olaylardan sonra cezaevine gidince Albay Tarık Hekimoğlu’nun önce tahrik, sonra tehdit ve de küfrüne maruz kaldım. Anladım ki, cezaevinde tek yetkili siz değilmişsiniz. Bu nedenle affınıza sığınarak sizi reddediyorum.
Ali Yazıcı: Tuzağa düşürülmüş son başyaverim
Cemil Turhan: Adil olmayan ve siyasi mülahazalarla alınacak kararınızın mazereti olmayacaktır. Ya adil bir karar verin veya çekilin. Sizi Yargıtay üyesi veya müsteşar yapmayacaklarsa, bırakın yapmasınlar. Onurunuzla mütevazı yaşantınıza devam edin. Tutuklanırım diye korkmayın. Bakın biz 3 yıldır tutukluyuz, ailelerimizi açlığa mahkum ettiler, ama dimdik ayaktayız.