Halfeti’de gözaltında işkenceye uğrayanlarla görüşerek rapor hazırlayan İHD Merkezi Kadın Komisyonu, gözaltına alınan kadınlara İstanbul Sözleşmesi ve BM İstanbul Protokolü’ne aykırı biçimde işkence ve cinsel işkence uygulandığını ve bunun belgelendiğini açıkladı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Kadın Komisyonu, 18 Mayıs tarihinde Urfa’nın Halfeti ilçesinde çıkan çatışma sonrası gözaltına alınan 51 kişinin işkenceye maruz kalmasına ilişkin, İHD Genel Merkez binasında basın toplantısı düzenledi.

İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin’in katıldığı toplantıda basın açıklamasını İHD MYK üyesi Nuray Çevirmen okudu. Çevirmen, Urfa Barosu İnsan Hakları Komisyonu tarafından olaya ilişkin ayrıntılı bir rapor hazırlandığını ve işkencenin doğrulandığını belirtti.
Çevirmen, “Kamuoyuna yansıyan bilgilerden gözaltına alınan tüm kadınların cinsel işkenceye maruz kaldıkları bilgisinin edinilmesi üzerine, İHD Merkezi Kadın Komisyonu olarak, İstanbul Sözleşmesi ve ayrıca İstanbul Protokolü çerçevesinde kadınlara uygulanan cinsel işkence olayını araştırmak üzere Urfa’ya gittik” dedi.

“Defalarca işkence seansına çıkarıldım”

Türkiye’nin kadına yönelik şiddet alanında düzenlenmiş olan İstanbul Sözleşmesi’nin ilk imzacısı olduğunun hatırlatan Çevirmen, Halfeti’de gözaltına alınıp tutuklanan iki kadın ve gözaltında serbest bırakılan 16 yaşındaki kız çocuğu ile yaptıkları görüşmelerde edindikleri bilgileri de şöyle aktardı: “Olay günü evlerinin basıldığını, çok sayıda polisin evlerine girdiğini belirten 50 yaşında olan ve 4 çocuğu olan G.A. ‘Çocuklarımız dahil hepimizin gözlerini ve ellerini bağlayarak dövmeye başladılar. Bana tecavüz tehdidinde bulundular. TEM’e götürüldükten sonra 11 gün burada kaldık. Gözlerimi bağladılar, başıma çuval geçirdiler. Çoğunlukla ellerim arkadan kelepçeliydi. Defalarca işkence seansına çıkarıldım. Pijamamın altından kablo geçirmek suretiyle göğsümden ve cinsel organımdan elektrik verdiler. Elektriğin şiddetiyle bayılınca o kabloları çıkarıp bu kez kollarımdan ve bacaklarımdan elektrik vermeye başladılar. Sürekli sinkaflı küfürler ediyorlardı’ dedi.”

T.A: CİNSEL TACİZDE BULUNDULAR

Hapishanelerde bulunan T.A. ile görüştüklerini de belirten Çevirmen, T. A.’nın aktarımlarını şöyle sıraladı:
“39 yaşında ve 4 çocukluyum. Olay günü Halfeti’de değildik, 3 gündür Urfa’da görümcemin evindeydik. Olay günü kaldığımız görümcemin evine  çok sayıda polis geldi. Kocamın kafasını duvarlara vurdular, başı yarıldı. Daha sonra 16 yaşındaki kızımın başına silah dayayarak tehdit ettiler.
TEM’e götürüldükten sonra ismini Güler olarak hatırladığım bir kadın polis, gözlerim bağlı bir şekilde beni nezarethaneden aldı ve iki erkek polisin oturduğu bir odaya götürdü. Erkek polislerden biri, senin kesin dostun vardır. 4 çocuğun var, 5’incisi de benden olsun ister misin? Diyerek cinsel tacizde bulundu.”

“Geceleri Uyuyamıyoruz”

Çevirmen, görüşme gerçekleştirdikleri 16 yaşındaki  F.A.’nın da dilinden yaşananları şöyle aktardı: “Biz halamın evindeyken polisler eve baskın yaptı. Babamı çok dövdüler. Benim sırtıma silah dayayarak konuş diye tehdit ettiler. İki erkek kardeşimle beraber bizi çocuk şubeye götürdüler. 4 gün çocuk şubede kaldık, daha sonra bizi bıraktılar. Ama biz hala çok korkuyoruz. Geceleri uyuyamıyoruz.”

Çevirmen, gözaltına alınan ve görüştükleri tüm kadınların, hastaneye götürüldüklerinde, doktorun yanına polisin geldiği bilgisini de verdiğini söyleyerek,
“G.A. ‘bizi doktorun yanına toplu aldılar. Doktor oğluma pansuman yaparken hala oğluma vurmaya devam ediliyordu’ dedi. Sonuç olarak Halfeti’de meydana gelen olay sonrasında gözaltına alınan kadınlara, gerek Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi iç hukuku, gerekse uymayı taahhüt ettiği Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler belgesi olan İstanbul Protokolü’ne aykırı biçimde işkence ve cinsel işkence uygulanmış ve işkence belgelenmiştir” ifadelerini kullandı.

İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin de raporu İngilizce olarak ilgili oldukları insan hakları kurulları ve Avrupa Konseyi’ne göndereceklerini ifade etti.