SEVİNÇ ÖZARSLAN

Karaciğer nakli olduktan sonra cezaevine gönderilen Şerif Ağu’nun dosyasını AİHM, yakın takibe aldı. Ağu’nun 53 gündür Antalya L Tipi Cezaevinde tutuklu bulunduğuna inanamayan mahkeme, Türk hükümetine cevaplaması için 13 soru sordu.

Karaciğer nakli yapıldıktan sonra, Adli Tıp Kurumu raporuna rağmen tahliye edilmeyen matematik öğretmeni Şerif Ağu’ya yapılan haksızlıklara AİHM inanamadı.

Ağu’nun avukatı Süleyman Nuri Ekinci, 20 Haziran 2019’da AİHM’ne bir dilekçe göndererek müvekkilinin yaşadığı hak ihlalleriyle ilgili başvuruda bulundu.

AİHM, karaciğer nakli yapıldıktan sonra tekrar cezaevine gönderilen hasta tutuklu Şerif Ağu’nun avukatını 4 Temmuz’da arayarak “Şerif Ağu dosyasını yakından takip etmek istiyoruz. Karaciğer nakli yapılan bu hasta gerçekten cezaevinde mi? Bize bunu ispatlayan belgelerinizi gönderebilir misiniz” dedi.

Ağu’nun, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan nakil raporu ile Antalya L Tipi Cezaevinde tutuklu bulunduğunu gösteren belge AİHM’ne gönderildi.

15 TEMMUZ’A KADAR TÜRKİYE’DEN CEVAP İSTENDİ
AİHM ayrıca, Türk hükümetinden 15 Temmuz’a kadar, Şerif Ağu ile ilgili şu soruları cevaplamasını istedi:

Şerif Ağu şu anda tutuklu mu?
Şu andaki sağlık durumu nasıl?
Günlük özel bakımı yapılıyor mu?
Günlük ihtiyaçları için ne tür desteklerde bulunuluyor?
Cezaevinde yeterli egzersiz yapabiliyor mu? Yeterli bir beslenme programına sahip mi?
Cezaevindeki sıhhi şartlar hastanın durumuna uygun mu?
Normal bir odada mı tutuluyor?
Odada kaç kişi bulunuyor? Boyutu nedir?
İyileşmesi için nasıl bir tedavi yöntemi izleniyor?
Hangi aralıklarla sağlık kontrolüne götürülüyor?
Tedavi gördüğü hastanenin tıbbi durumu yeterli mi?
Hasta, cezaevine döndükten sonra herhangi bir tıbbi komplikasyon geçirdi mi?
Sağlık durumuna dair en son raporlar nelerdir?
Üç yıldır yaşamadıkları sıkıntı kalmayan Ağu’nun ailesi, dört gözle AİHM’nin kararını bekliyor. Eşi Serpil Ağu, “Avukatımız AİHM’ne üç hafta önce başvuru yapmıştı. Kısa bir zaman geçmesine rağmen geçen hafta aradılar. İnanamamışlar eşimin cezaevinde olduğuna. Doğru olup olmadığını sormuşlar. Teyit ettiler. İstedikleri belgeleri ilettik. Sonuç bekliyoruz. Avukatımıza bu şekilde arayarak belge istemelerinin çok nadir bir uygulama olduğunu da belirtmişler” dedi.

6 UZMAN DOKTORUN İMZALADIĞI RAPOR DİKKATE ALINMADI
Matematik öğretmeni Şerif Ağu (48), bir ifadede adı geçtiği için 22 Haziran 2016’da gözaltına alınıp iki gün sonra tutuklandı ve Antalya L Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi.

Antalya’da özel kurumlarda 18 yıl öğretmenlik yapan Ağu, 18 yıldır Hepatit B taşıyıcısıydı. 2015’te karaciğerinde kötü huylu bir tümör tespit edildiği için ameliyat oldu. Tutuklandığı günlerde karaciğer nakli olmaya hazırlanan Ağu, operasyon gerçekleştirilemeden cezaevine girdi.

Serpil Ağu, eşinin durumunu resmi makamlara anlatmak için 2,5 yıl mücadele etti ve 30 Mart 2019’da Şerif Ağu’ya başarılı bir operasyonla nakil yapıldı. 1,5 ay hastanede gözetim altında tutulan Ağu, İstanbul Adli Tıp’ın ‘cezasının ertelenmesi gerekir’ raporuna rağmen 14 Mayıs 2019’da tekrar hapse gönderildi.

5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 16/2. maddesine göre cezaevinde tek başına bakımını yapamayan bir hastanın tahliye edilmesi gerekiyor. İstanbul Adli Tıp Kurumu, Ağu’nun durumunu inceleyerek 8 Nisan 2019’da Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine hazırladığı raporu gönderdi.

Raporda, “5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 16/2. maddesi kapsamında değerlendirildiği, 6 (altı) ay süre ile cezasının infazının tehirinin uygun olduğu, tehir süresi bitiminde son durumunu gösteren sağlık kurulu raporu ile birlikte muayeneye gönderilmesi sonrasında sorulan hususlar hakkında yeniden değerlendirileceği oy birliği ile mütalaa olunur” denildi.

Fakat, 6 uzman doktorun imzaladığı bu rapora rağmen, Ağu’ya örgüt üyesi olduğu iddiasıyla 15 Mart 2018’de, 8 yıl 9 ay ceza veren Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi hastanın cezasını ertelemedi. Raporu dikkate almayan iki hakim ret gerekçesine “Sağlık ile ilgili herhangi bir mütalaa olmadığından tutukluluğunun devamına…” yazdı.

EŞİMLE MASKEYLE GÖRÜŞÜYORUZ

53 gündür Antalya L Tipi Cezaevinin revir bölümünde tutuklu bulunan Ağu’nun dosyası şu anda Yargıtay aşamasında. Nakil olan başka bir tutuklu ile birlikte aynı odada bulunan Ağu, günde 21 adet ilaç içiyor.

Karaciğer nakli olan hastaların enfeksiyon kapma riskinin ve hayati tehlikesinin çok yüksek olduğunu söyleyen Serpil Ağu eşinin tedavisinin hijyenik ortamda ve titizlikle yapılması gerektiğini ifade etti. Ağu şöyle devam etti:

“18 saat sürdü eşimin ameliyatı. Riskli bir ameliyat zaten. İlk üç ay, ikinci üç ay, bir yıl çok önemli. Karaciğer nakli yeniden hayata dönüş gibi bir olay. İnsanlar doğum tarihini bile artık nakil olduğu tarihi söyler, yeniden doğduğum tarih dermiş. Evde itina ile, her gün özel dezenfektanlarla dahi bakılan hastalar enfeksiyon kapabiliyor, komplikasyonlar oluşabiliyor. Eşimle görüş günümüzde maskeyle görüşüyoruz. O da biz de maske takıyoruz. Nakilden sonra risk bir süre devam edebiliyorken kalınan yer cezaevi.

LÜTFEN CEZAEVİNDE ÖLÜME TERK EDİLMESİN

Ayrıca kaldığı yer Antalya Cezaevi. Gündüz sıcak ve nemli. 50 dereceyi gördüğümüz oluyor. Geceleri serinlemiyor. İnsanlar klima ve deniz ile normalde zor serinlerken bu sıcakta hastalıkla hapiste mücadelenin zorluğunu düşünün. Ayrıca bu hastalarda kilo ve kan şekerinin de kontrol altında tutmak önemli. Az yağlı, az şekerli gıdalar önemli. Toplu yemek çıkan bir yerde ne verilirse onu yemek zorunda.

Beslenme ve temiz havanın dışında tabi ki insan psikolojisi sevdiklerinin yanında olması onların ilgisi, moral motivasyonuyla birçok hastalıkta olduğu gibi organın adaptasyon sürecinde elbette önemli idi. Böyle bir hastaya tahliye neden çok görülüyor. Lütfen eşim cezaevinde ölüme terk edilmesin.”

Şerif Ağu, Antalya L Tipi Cezaevi, 2016

Şerif Ağu için AİHM’in istediği bilgi dilekçesi.