Sanatçılar, şairler, oyuncular ve siyasetçiler sosyal medyadan yayınladıkları video mesajlarla infazda eşitlik çağrısında bulundu.
BOLD – Sanat, siyaset ve edebiyat dünyasından birçok isim görüşmeleri devam eden yeni infaz yasasının tüm tutukluları kapsaması için video mesaj yayınladı.
Türk edebiyatının önemli şairleri arasında yer alan Şükrü Erbaş, Ahmet Telli, Hicri İzgören gibi isimlerin yanı sıra oyuncular Lale Mansur, Jülide Kural, Deniz Türkali, Suavi, Feryal Önel, dansçı Zeynep Tanbay, söz yazarı Gülten Kaya, orkestra şefi Cem Mansur mesajlarında mahpuslar arasında ayrım yapılmamasını söyledi, eşitsizliğin ve adaletsizliğin toplumun vicdanını yaralayacağını vurguladı ve siyasetçilere çağrıda bulundular.
Siyaset bilimci Nuray Mert, avukat Eren Keskin, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Akın Birdal, Ufuk Uras, Gülseren Onanç, akadamisyen Vahap Coşkun, gazeteci-yazarlar Mehmet Altan ve Ali Bayramoğlu, sosyolog Neşe Özgen, Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Sevtap Yokuş, hekim Onur Hamzaoğlu infazda eşitlik için mesaj gönderenler arasındaydı.
@infazdaesitlik ADRESİNDE YAYINLANAN İŞTE O MESAJLAR
ADALET DUYGUSUNU AYRIMCILIKLA YARALAMAYIN
Şükrü Erbaş (Şair): Ölümün dünyayı kuşattığı şu günlerde insanların adalet duygusunu ölümden daha ağır bir ayrımcılıkla yaralamayın. Bu coğrafya acıya doydu. İnsanı yüceltecek olan barıştır. Kimseyi küçük düşürmeyecek bir adalettir. Böyle bir hayatın kapılarından biri ise cezaevlerdir. İnfaz yasa tasarınızı sizin gibi düşünmeyenlere kapatmayınız. Hiç olmazsa şu günlerde adaletiniz ölüme dönüşmesin, yaşama güç versin.
SÖZ BİR KEZ DAHA HAYSİYET KAYBINA UĞRAMIŞ OLUR
Ahmet Telli (Şair): Acıda ve sevinçte ortak olmaktan söz eden devletin kendi sözünü kıymetlendirmek için önünde bir fırsat var şimdi. İnfaz Yasası. Bu yasa cezaevindeki hastaları, düşünceleri nedeniyle içeride tutulan gazeteci, aydın ev yazarları dışarıda bırakırsa söz bir kez daha haysiyet kaybına uğramış olur. Unutmayalım, koronavirüsü bir gün elbet altedilir. Sokakları, caddeleri yine doldururuz. Ama bu infaz yasası hastaları, düşünceleri nedeniyle içeride tutullanları unutursa yaralı bir vicdanla yaşayacaktır onları görmezden gelenler. Yaşamak dedim de ne diyor şair Ataol Behramoğlu “Ömür dediğimiz şey hayata sunulmuş bir armağandır ve hayat sunulmuş bir armağandır insana.
AYRIM YAPILMAMASI EŞİTLİĞİN, VİCDANIN GÖSTERGESİDİR
Ufuk Uras (Siyasetçi): Normal zamanlarda değil, kriz zamanlarında nasıl davrandığımızla insanlık ölçülür. İnsan yaşamı kutsaldır. Mahpuslar arasında infazda ayrım yapılmaması insanlığın, vicdanın göstergesidir. Ölümden değil, hayattan yana olalım. Bu bir hayat memat meselesidir.
BU KARARI ALANLARI TOPLUM ASLA AFFETMEYECEK
Zeynep Tanbay (Dansçı-Koreograf): Hiçbir suç işlememiş, yasal bir temel olmadan hapse atılan siyasi tutuklular ve sadece muhalif oldukları için hapse konulan insanların yargı paketinde olması gerekiyor. Hele ki uyuşturucu çetelerinin bu kapsam içinde yer alması, indirimden, denetimli serbestlikten yararlanması sözkonusuyken hiçbir suç işlememiş insanların, 50 bine yakın öğretmen, öğrenci, ev kadını, iş insanı, akademisyen, gazeteci, yazar, aydınların hapiste tutulması bu toplumun asla kabul etmeyeceği bir şey, bu kararı alanları da asla affetmeyeceği bir şey…
BİRAZCIK VİCDANINIZ VARSA YAPARSINIZ
Lale Mansur (Oyuncu): Birleşmiş Milletlerin de sizden talep ettiği gibi yeni infaz yasasına siyasileri de dahil etmenizi istiyorum. Birazcık vicdanınız varsa yaparsınız.”
CAN SAĞLIĞI SÖZKONUSU
Nuray Mert (Siyaset bilimci – yazar): Ceza infaz yasasında eşitlik istiyoruz. Bu ülkede düşünce suçlarının, siyasi suçların cinayetten daha ağır cezalandırıldığını biliyoruz. Ama bu kez can sağlığı, can güvenliği sözkonusu. Hiç olmazsa bu koşullar altında ceza infaz yasasında eşitlik gündeme gelsin.
MAHPUSLAR ARASINDA BİR AYRIMI KABUL ETMİYORUZ
Suavi (Sanatçı): Biz kamu sağlığı, adaletin tesisi, ortak, eşit ve birlikte yaşamanın inşası açısından cezaevlerindeki 300 bin tutsak için infazda ayrımsız eşitlik istiyoruz. Canlıyı, insanı, toplumu ve insanlığı yaşatmak için infazda eşitlik istiyoruz. Mahpuslar arasında bir ayrımı kabul etmiyoruz. Çünkü bu ötekileştiren, diğerlerini kesinlikle ölüme terk eden bir yaklaşım olacaktır ki ne adalete, ne vicdana, ne hukuka asla sığmayan bir sonuç üretecektir.
CEZAEVLERİNİN KAPISI AÇILSIN
Akın Birdal (Siyasetçi): Öncelikle siyasi mahpuslar, gazeteciler, hak savunucuları, avukatlar, yazarlar ve öğrenciler serbest bırakılmalıdır. İnfaz yasasında sağlanacak eşitlik hem toplumun beklentilerine karşılık vermiş olacak hem de toplumsal barışın önemli bir adımını oluşturacak. İnfaz yasasında eşitlik sağlansın, cezaevlerinin kapıları açılsın ve herkes evinde kalabilsin.
İNSANLIK BİR SINAVDAN GEÇİYOR
Jülide Kural (Oyuncu): Koronavirüs salgını nedeniyle insanlık gerçek anlamda bir sınavdan geçiyor. Çünkü bir kişinin sağlığı aslında tüm insanlığın sağlığı anlamına geliyor. Bu yanıyla baktığımızda cezaevi koşulları ve salgının boyutları düşünüldüğünde bir infaz yasasının gündeme getirilmesi son derece olumludur. Ancak bu infazda mutlak surette bir eşitlik olmalıdır. Sadece çocuk istismarcıları, kadın katilleri ve uyuşturucu çeteleri dışında yani topluma karşı işlenmiş suçlar dışında kalan tüm tutsaklar için mutlak surette bir tahliye sözkonusu olmadır.
CENNET VE CEHENNEME İNANAN KİŞİLER OLARAK ALTINDAN NASIL KALKACAKSINIZ
Cem Mansur (Orkestra Şefi): Siyasi tutukluların yeni infaz yasası kapsamı dışında bırakılması düşünülüyor. Bu durumda kimseden vicdan filan beklediğim yok ama cennet ve cehenneme inanan kişiler olarak bunun altından nasıl kalkarsınız, siz düşünün.
ANAYASAYA AYKIRI
Eren Keskin (Avukat): Türkiye Cumhuriyeti Devletinin darbeciler tarafından yapılmış Anayasası’nın 10. maddesi “Kanunlar karşısında herkes eşittir.” der. Bu nedenle infazda eşitsiz uygulama her şeyden önce Anayasa’ya aykırıdır.
VİCDANI VE VEBALİ HATIRLAMAK ZORUNDAYIZ
Gülten Kaya (Söz yazarı): Muhalif olmak da düşünceyi ifade etmek de suç değildir. Adaleti sağlarken adalette eşitliği sağlayamazsanız toplumsal dokuyu onarılmaz bir biçimde bozmuş olursunuz. Adalette ayrımcılık olmaz. İnsanlık olarak çok ağır zamanlardan geçiyoruz. Ve iki değerli kavramı yeniden hatırlamak zorundayız: Vebal ve Vicdan. Ben bir yurttaş olarak işin vicdanı tarafı gereği infaz yasasında eşitlikten yanayım. Vebal ise sorumluların boynuna.