105 yıl önce gözaltında kaybolan Ermeni aydınlar için adalet isteyen Cumartesi anneleri: “Ağır acıların üst üste yaşandığı bu topraklarda geçmişin yaralarını sarmanın ilk adımı geçmişin hakikatlerinin kabul edilmesi ile başlayacak.”

Koronavirüs (Kovid-19) salgını sebebiyle haftalık eylemlerine online devam eden Cumartesi Anneleri, 787’nci açıklamasında, 105 yıl önce gözaltında kaybolan Ermeni aydınların akıbetini sordu. Bu haftaki açıklamayı yapan kayıp yakını Sebla Arcan, “105 yıl önce gözaltına alınarak kaybedilen aydınlarımız toplu gözaltında kaybetmenin başıdır, başlangıcıdır” dedi.

İSTANBULLU ERMENİ AYDINLARIMIZI ANIYORUZ

Arcan, “787’nci haftamızda hakikati bilme hakkımıza sahip çıkıyor ve 105 yıl önce evlerinden gözaltına alınıp bir daha geri dönemeyen İstanbullu Ermeni aydınlarımızı anıyoruz” diye konuştu.

BİR SAAT İÇİNDE DÖNECEKSİNİZ DİYEREK GÖTÜRÜLDÜLER

Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “24 Nisan 1915 gecesi İçişleri Bakanı Talat Bey’in emriyle İstanbul Emniyeti tarafından operasyon başlatıldı. ‘Tutuklanacak Ermeniler Listesi’ne göre polisler gece yarısından sonra insanları evlerinden ‘Bir saat içinde geri döneceksiniz’ diyerek götürdü. Gözaltına alınan milletvekili, yazar, şair, avukat, doktor, gazeteci, eczacı, müzikolog, yayıncı, siyasetçi aydınlar Ermeni toplumunun en saygın isimleri, kanaat önderleriydi.

Gözaltına alınanlar önce semt karakollarına oradan da Sultanahmet’teki Merkez Cezaevi’ne nakledildiler. 25 Nisan 1915 tarihinde Cezaevi Müdürü İbrahim Bey nezaretinde ve güvenlik güçleri eşliğinde özel bir trenle yola çıkarıldılar. Aydınların gözetim altında tutulmaları için Ayaş ve Çankırı seçilmişti. Sonraki günlerde İstanbul’da devam eden tutuklamalarla Çankırı’ya getirilenlerin sayısı 158’e, Ayaş’a getirilenlerinki 92’ye çıktı.

Bu insanlardan 174’ü mezar taşları bile olmadan yok edildiler. Resmi kayıtlarda ya firar ettikleri ya da serbest bırakıldıkları yazıldı. Bu hakikatle yüzleşmemizi engelleyen inkâr politikaları, aydın kırımının, tek tipleştirmenin, devlet eliyle yurttaşları kaybetmenin devamını sağladı.

105 yıl önce gözaltına alınarak kaybedilen aydınlarımız toplu gözaltında kaybetmenin başıdır, başlangıcıdır. Tüm kayıplarımız gibi onları da adalet ve hakikat mücadelemizde yaşatacağız.”