Beş aydır tutuklu olan KHK’lı sosyal bilgiler öğretmeni Acun Karadağ da çıplak aramaya maruz kaldığını söyledi. Yaşadıklarını tek tek anlattı, “Adalet bunun neresinde” diye sordu.
Cezaevlerinde ve gözaltı merkezlerinde çıplak arama yapıldığını inkar AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin ve AKP Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın sözlerine tepkiler devam ediyor. 22 Ağustos 2019’da tutuklandıktan sonra önce Ankara Sincan 3 Nolu L Tipi Cezaevinde, daha sonra Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevine gönderilen KHK’lı Acun Karadağ, Sincan Cezaevinde bir polis, 2 kadın gardiyan tarafından çıplak arandığını söyledi. Kalbinde pil bulunan ve geçen hafta dil altı ilacı kullanmaya başlayan Karadağ, “Hatta bu kadın polis, 2 gardiyana talimat verdi. Bana da soyunmam konusunda emir yağdıran bu kadın polisti. Üçü birden, beni anadan üryan soydular” dedi.
“YALAN İFTİRA DİYEREK ÜZERİNİ KAPATAMAZLAR”
HDP Kocaeli Milletvekili ve insan hakları savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu’na mektup gönderen Karadağ şu ifadeleri kullandı: “Çıplak arama için yalan-iftara diyerek üzerini kapatamazlar. Ben bunu bizzat yaşadım. Görevli 2 kadın gardiyanla birlikte, bizi getiren polislerin resmi kıyafetli genç bir kadın polis de hukuksuz olarak aramaya katıldı. Hatta bu kadın polis, 2 gardiyana talimat verdi. Bana da soyunmam konusunda emir yağdıran bu kadın polisti. Üçü birden, beni anadan üryan soydular. Böyle çıplak haldeyken 2 kez yere oturup kalk dediler. 9 gün gözaltından sonra, ellerimiz kelepçeli getirildiğimiz halde bu şekilde onursuz aramanın amacı bizlerden intikam almaktan başka nedir?”
Ankara Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde “İşimizi geri istiyoruz” eylemleri yapan Acun Karadağ, Alev Şahin, Armağan Özbaş, Mahmut Konuk, Mehmet Dersulu, Nazan Bozkurt 13 Ağustos’ta evlerine düzenlenen polis baskınıyla gözaltına alındıktan sonra çıkarıldıkları mahkeme tarafından 22 Ağustos 2019’da tutuklandı. Mahmut Konuk geçen ay serbest bırakıldı. Acun Karadağ ve Alev Şahin Kayseri Bünyan Cezaevinde, Nazan Bozkurt Gebze Kadın Kapalı Cezaevinde, Nuriye Gülmen Silivri’de, Mehmet Dersulu ise Bolu Cezaevinde halen tutuklu bulunuyor.
“KİŞİLİK HAKLARIMIZA UTANMAZCA BİR SALDIRIDIR”
Kendisinin 52 yaşında olduğunu ifade eden Karadağ, “3 genç kadının, benim bedenimi görmesi beni utandırmaz. Ben bu bedenle çocuğumu doğurdum, çocuğum emzirdim. Bedenimle gurur duyarım. Ancak onların kin-intikam duygusuyla bir anneyi çırılçıplak soymaları, utanmaları gereken bir durumdur. Bu insan haklarına-kadınlık onuruna, kişilik haklarıma utanmazca bir saldırıdır. Ben bununla ilgili cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulundum. Şu süreçte bir sonuç alabileceğimi düşünmüyorum. Ama tarihe bir not düşelim, bu iktidarın suçlarına bir çentik daha atalım.” dedi.
Acun Karadağ, mektubunda 3 yıl önce yaşadığı taciz olayını da anlatarak kendisini taciz eden polise ‘tacizci-sapık’ dediği için 5 bin lira para verildiğini de belirtti: “Tacize uğradığım polis tarafından açtırılan davada, beni taciz eden polise ‘tacizci-sapık’ dediğim için bir kadın hakim tarafından polise hakaret suçlamasıyla 5 bin lira para cezası verildi ve ertelendi. Beni taciz eden polise taciz ettiği için 5 bin lira para ödememi öngören bu anlayış yerin dibine batsın. Üç yıl önce, tacize uğradığımı karakolda şikayetle bildirdiğim halde hala polise taciz davası açmayan ‘adalet’ bana tacize uğradım için para ceza verebiliyor. Adalet bunun neresinde.”
“YALAN VE İFTİRAYA KARŞI DİRENECEĞİZ”
Haklılıklarını ispatlayana kadar direneceklerini kaydeden Karadağ, “Tabi ki bu zihniyet, çıplak arama işkencesini bizzat yaşadığımız halde bizim beyanlarımıza da yalan-iftira diyecektir. Onlar diyecek, biz yalan ve iftiraya karşı direneceğiz. Haklılığımızı ispatlayana kadar vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Karadağ, Gergerlioğlu’na mücadelesinde yalnız olmadığını ifade ederek, “Yalnız değilsiniz, yalnız değiliz hocam. Victor Jara stadyumda gitar çalmasın diye diktatörün polisleri tarafından parmakları kırıldığında şarkı söylüyor, çevresindekilerle, binlerle birlikte direniş notalara dönüşüyor ve şöyle diyordu;
Beş bin kişiyiz burada,
Kentin bu küçük köşesinde,
Ama kim bilir kaç kişiyiz
Ülkenin tüm kentlerinde?
Beş bin kişiysek burada
Kaç kişi olacağız burada
Kaç kişi olacağız kim bilir
Yürekleri böyle çarpan,
Başka kentlerinden dünyanın?
Tam da bu umutla, tam da bu haklılıkla yanınızda olduğumuzu söylüyor, yanımızda olduğunuzu biliyoruz. Sizi ve tüm mazlum dostlarımızı, halkımızı, saygı ve sevgiyle kucaklıyoruz.”