Almanya Dışişleri Bakanlığı gazeteci Deniz Yücel’in Türkiye’de cezaevinde işkence gördüğüne ilişkin iddiaları üzerine Türkiye’yi uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırdı.
Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel’in Türkiye’deki tutukluluğu sırasında işkenceye maruz kaldığı yönündeki ifadeleriyle ilgili Almanya Dışişleri Bakanlığı Ankara’yı Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşme’ye sadık kalmaya çağırdı.
DW’nin haberine göre Almanya Dışişleri Bakanlığı’ndan bir sözcü Alman haber ajansı dpa’ya yaptığı açıklamada, “Her türlü işkence ve kötü muameleyi kınıyoruz. Bu tür muameleler hukuk dışıdır” ifadelerine yer verdi.
Deniz Yücel’in cuma günü Berlin Tiergarten Asliye Mahkemesi’nde verdiği ifadesindeki işkence iddialarına doğrudan değinmeyen sözcü, Türk hükümetini uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini hassasiyetle yerine getirmeye çağırdı.
TÜRKİYE’NİN DE İMZASI VAR
Dışişleri Bakanlığı olarak tutukluluğu sırasında Deniz Yücel’e konsolosluk tarafından erişimin sağlanması, adil tutukluluk koşullarının temin edilmesi, hukuk devleti kurallarına göre yargılanması ve serbest bırakılması için yoğun girişimlerde bulunduklarını kaydeden sözcü, Türkiye’nin işkence ve kötü muameleyi önlemeye yönelik uluslararası anlaşmalarda imzasının bulunduğunu hatırlattı.
Türkiye, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 10 Aralık 1984 tarihinde kabul edilen BM İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Küçültücü Muamele ve Cezaya Karşı Sözleşme’yi 25 Ocak 1988’de imzaladı. Sözleşme, 3441 sayılı kanunla kabul edilerek, resmi gazete yayınlandı ve yürürlüğe girdi. Ancak Türk hükümeti, taraf devletler arasında bir ihtilafın oluşması durumunda Uluslararası Adalet Divanı’nın yetkili kılınması yönündeki seçeneği kabul etmedi.
ALMAN SİYASİLERİN TEPKİLERİ SÜRÜYOR
Öte yandan Yücel’in Türkiye’de işkence gördüğüne dair iddialarına yönelik Alman siyasilerin tepkileri sürüyor. Sosyal Demokrat Parti (SPD) dış politika sözcüsü Nils Schmid, Sol Parti Federal Meclis Grubu Başkan Vekili Sevim Dağdelen ve Yeşiller dış politika sözcüsü Omid Nouripour’un ardından iktidardaki Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin insan hakları ihlalleri komisyonu sözcüsü Michael Brand ile Yeşiller Eşbaşkanı Annalena Baerbock tepkilerini dile getirdi.
CDU’lu Brand yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler’in Türkiye’deki cezaevleriyle ilgili kapsamlı bir inceleme yapması gerektiğini savundu. “İşkence ve ağır insan hakları ihlalleri sözkonusu olunca dostluk biter” diyen Brand, Tükiye’deki cezaevi koşullarının ve “sistematik işkence” iddialarının bizzat BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet tarafından incelenmesi gerektiğini vurguladı.
Eski Şili Devlet Başkanı olan kadın siyasetçi Verónica Michelle Bachelet, ülkesindeki askeri dikta rejimi sırasında işkenceye maruz kalmıştı.
Gazeteci Deniz Yücel, Türkiye’de yargılandığı davada savunmasını Almanya’da yaptı. Yücel tutuklu kaldığı sürede yaşadıklarını anlattığı savunmada, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sorumluluğunda işkence gördüğünü” söyledi.
Yeşiller Eşbaşkanı Annalena Baerbock ise Türkiye’ye yönelik baskıların artırılmasını istedi. Haftalık Spiegel dergisine konuşan Baerbock, “Federal hükümet Tükiye’ye artık insan hakları ve demokrasi konusunda açık seçik müdahale etmek zorunda” dedi. Türkiye’nin ekonomik olarak AB’ye bağımlı olduğunu ifade eden Baerbock, bu durumun ülkenin daha fazla otokrasiye kaymasına engel olmak için bir avantaj oluşturduğuna dikkat çekti.
NE OLMUŞTU?
Türkiye’de “terör örgütü propagandası” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamalarıyla tutuksuz yargılanan Alman ve Türk vatandaşı gazeteci Deniz Yücel, yargılandığı dava kapsamındaki savunmasını cuma günü Berlin Tiergarten Asliye Mahkemesi’nde yapmış ve savunmasında “Silivri 9 No’lu cezaevinde üç gün boyunca işkenceye maruz kaldım. Belki Türkiye Cumhurbaşkanı’nın ya da yakın çevresinin talimatıyla, ama her hâlükârda onun tarafından hedef gösterilerek, onun sorumluluğunda işkence gördüm. Öyle ya da böyle yaşadıklarımın bir numaralı sorumlusu, Recep Tayyip Erdoğan’dır” ifadelerine yer vermişti.