HDP Diyarbakır il binasında açlık grevindeyken gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan Barış Annesi Remziye Bayram, çıplak ayaklarla gözaltına alındıklarını, zırhlı araçta sağlık kontrolünden geçirildiklerini ve polislerin hakaretine maruz kaldıklarını söyledi.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekilli Leyla Güven’in cezaevinde başlattığı açlık grevi ve taleplerinin sahiplenilmesi amacıyla HDP Diyarbakır il binasında 10 Aralık’ta 3 günlük açlık grevi eylemine giren ve aralarında Barış Anneleri Meclisi üyelerinin de olduğu Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti 25 kadın, il binasına yapılan polis baskınıyla gözaltına alınmıştı. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde 2 gün boyunca eylemlerini sürdüren kadınlardan 2’si emniyette, 23’ü ise adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı.

Serbest bırakıldıktan sonra Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan Barış Annesi Remziye Bayram, HDP Diyarbakır il binasına giren onlarca polisin kendilerine toparlanma izni bile vermeden gözaltına alarak çıplak ayaklarla emniyete götürüldüklerini belirterek, ayakkabıların da polislerce toplanıp emniyete getirildiğini söyledi.

ZIRHLI ARAÇTA SAĞLIK KONTROLÜ

Sağlık kontrolü adı altında hastanenin önüne götürüldüklerini ancak zırhlı araçtan bile indirilmeden muayene edildiklerini aktaran Bayram, doktorun kendileri zırhlı araçtayken “Darp var mı yok mu” diye sorup gittiğini, bu şekilde bir sağlık kontrolünden geçtiklerini ifade etti.

‘POLİSLER BİZE HAKARET ETTİ’

Emniyet binasına götürülene kadar yanlarında olan kadın polislerin kendilerine hakaret ettiğini ifade eden Bayram, 2 günlük gözaltı sürecinde maruz kaldıkları hakaretlerden dolayı geceleri bile uyuyamadıklarını belirtti. Bayram, gözaltında yaşadıklarını şu şekilde anlattı: “Bize hoyratça davranılıyordu, polisler sürekli hakaret ediyordu. Gece bir arkadaşımız çok rahatsızlandı. Ancak sabaha doğru onu hastaneye götürdüler. Bizden kimsenin arkadaşımıza refakat etmesine izin vermediler. Götürdüler bir serum verdik dediler ama arkadaşımız halen halsiz ve hasta. Onu serbest bıraktıktan sonra ancak hastaneye gidebildi. Gözaltında açlık grevi eylemimizi sürdürdük. Bize ilk gün ne şekerli su ne de başka bir şey vermediler. İkinci günde avukatlarımız bize ayran ve meyve suyu getirdi. Daha sonra polisler de vermek istedi ama biz onların sularını kabul etmedik. Avukatların getirdiği meyve suyu ve ayranı içtik sadece.”