Bartın’daki sıralı amirlerinin azmettirmesi ile gözaltındaki kişilere işkence yapan polis memurları 10 aydır tutuklu bulunan şahsın yaşadıklarını eşine anlatmasıyla deşifre oldu.
15 Temmuz sözde darbe girişiminden birkaç hafta sonra Ş.Z.’nin ve tutuklu bulunan eşinin maruz kaldığı işkence ve insanlık dışı uygulamaları gözler önüne serdi.
Ş.Z’nin eşi sabah işe gitmek için evden çıkar. Yolda arabasının önü 4 polis tarafından kesilir. Herhangi bir direnç göstermemesine rağmen yere yatırılarak darp edilir ve ters kelepçe takılır. Polisler şahsı ters kelepçeli şekilde ev araması için ikametine götürür. Kapıyı üniversite öğrencisi olan kızı açar. Genç kız annesinin kıyafetinin uygun olmadığını,kısa süre beklemelerini söyler ama 4 polis kızı iterek yere yatırır ve küfrederek içeri girer.
Ş.Z.’nin elindeki telefonu küfredek alan polisler, hakaret ve tehditlerine ev araması yaparken de devam eder.
Daha sonra bu şahıslardan birinin Ayhan Çelik olduğu tespit edilir. Ayhan Çelik ailenin mahkemede yapılan işkenceyi anlatmaması için mahkem salonundan önce tekrar aileyi tehdit etmeye gider ve kendisini deşifre eder.
Cezaevindeki tutuklulardan işkenceye maruz kalanlarla yaptıkları sohbetlerde işkenceci 6 polisi tespit ederler.
Açık görüşte eşi Ş.Z.’ye 29 gün gözaltı süresince maruz kaldığı işkence ve insanlık dışı muameleyi şöyle anlatır.
İlk 3 gün kelepçeli vaziyette kaldım. Bana sürekli tehditler savurup, beni aşağıladılar. “Sen hiç burdan çıkmayı bekleme şerefsiz,çünkü 29 gün bizimlesin”dediler. Gerçekten 29 gün gözaltında kalıp günde sadece 1 tane 500ml su verdiler. Susuzluktan ve açlıktan küçük ve büyük abdeste çok seyrek gidiyorduk. Her yemekten önce ağır küfürlere maruz kaldık. “Ulan köpek , bana kalsa sana tek lokma vermem ama ölmemen lazim.”
İlaçlarımı kullanmama izin vermediler. 29 gün yastıksız uyudum. Abdest almamıza izin vermediler. Her polis bir küfür makinasi gibiydi sürekli eşime, çocuklarıma, şahsıma hatta dini değerlerime küfrettiler.
Sorgu odasında “Konuştun konuştun,yoksa eşinin iniltileri kulaklarında çınlar” diyerek tehditlerde bulundular. Copla defalarca cinsel tacizde bulundular. Ahmet ve İlkay adlı polisler sürekli hayalarımı sıkıyorlardı. Sancıdan 2 kez baygınlık geçirdim.
Sizler nasıl insafsız insanlarsınız, hangi yetki ile bunları yapıyorsunuz dediğimde Ayhan adlı polis “Ulan it, kimden istersen ondan izin çıkarttık, Tolga müdürümün selamı yeter. Sayın Valimden(Nusret Dirim), Başsavcımdan(İbrahim Bozkurt) Sn.Müdürümden(İsa Aydoğan) hertürlü izni aldık bizlere “Bunları konuşturunda, ne yaparsaniz yapın” dediler. Yeter mi lan bu kadar izin sana” deyip, bir tokat patlattı.
Her sorguda tüm bildiklerimi anlatıyordum. Suçsuzum diyordum ama nafile. Ellerindeki hazır ifadeye imza atmamı istiyorlardı. Hazır ifadede 28 tane isim vardi. 3-5 i dışında hiçbirini tanımıyordum. Onlara da izah ettim ama dinlemediler. Artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Hazır ifadeyi imzaladım.
4’ünün adını tesbit ettiğim ve 2’sinin eşgallerini asla unutmayacagim 6 işkenceci polis memurlari bana 29 gün boyunca türlü eziyet ettiler.
Bartındaki işkence yapmakla suçlanan polis memurları:
- Ayhan Çelik
- İlkay Boynueyri
- Ahmet Kıyak
- Özkan……(Sarıkafa Lakaplı)
- Ceyhun Yüca
- Coşkun Alış
- Kaya (alnında iz var)
İşkenceden Sorumlu Sıralı Amirler:
- Vali Nusret Dirim
- Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Bozkurt
- İl Emniyet Müdürü İsa Aydoğdu
- KOM Şube Müdürü Tolga Sipahi
