İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi, Çukurova bölgesinde bulunan cezaevlerinde ki hak ihlallerini bir basın açıklaması ile kamuoyuna duyurdu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi, cezaevleriyle ilgili tespit ettikleri hak ihlallerine ilişkin hazırladıkları raporu basın toplantısıyla kamuoyu ile paylaştı. İHD Şube binasında düzenlenen basın toplantısında raporu, İHD Adana Şubesi Cezaevi Komisyonu Üyesi Avukat Yasemin Dora Şeker okudu. Raporla, Osmaniye 1 ve 2 nolu T Tipi Cezaevi, Tarsus T1,T2, T3 ve Tarsus Kadın Cezaevi, Adana F Tipi Cezaevi ve İskenderun T Tipi cezaevlerinde tutsaklarla yapılan görüşmelerden çıkan hukuka aykırı, suç sayılan insani olmayan uygulamalara dikkat çekildi.
HAK İHLALLERİ
İHD tarafından cezaevlerinde yaşanan sorunlar ve hak ihlallerine dayalı tespitler ile çözüm önerilerinden bazıları şöyle:
“*Cezaevi yönetimi tarafından sık sık aramalar yapıldığında tahrik ve hakaretler edilerek, mahpusların aileleri tarafından getirilen eşyalarına el konulduğu, kitap, dergi, günlük ve defterlerine el konulduğu, kağıt, mutfak ve sair eşyalarının birbirine karıştırılmak suretiyle zarar verilerek koğuşların arandığı, mahpusların yazılarına el konulduğu, koğuştaki dergi ve kitaplara el konularak kitap sayısı kısıtlaması yapıldığı,
*Hastaneye, mahkemeye veya başkaca sebeplerle memurların mahpuslarla olan her türlü diyalogunda mahpusları tahrik eden söz ve onur kırıcı, hakaret içeren söz ve davranışlar sergilediği, çok sayıda kötü muamele, darp olaylarının yaşandığı; dayanaksız disiplin cezaları verildiği, bu şekilde mahpuslara tek başına ve fiziki koşulların çok kötü olduğu hücre cezaları, ayları bulan aile görüş yasakları, yine ayları bulan telefon veya mektup görüş yasağı gibi cezalar verilmek suretiyle şartlı tahliye tarihinin bu cezalar gerekçe gösterilerek ötelendiği,
*Cezaevine ilk kabulde veya sevkler sırasında mahpusların çıplak aramaya maruz kaldıkları,
*Son aylarda günde 2-3 defa askeri düzende insanlık onuruyla bağdaşmayan şekilde ayakta sayım yapılmak istendiği, bu sırada mahpusların tartaklandığı, kimi zaman da kaba dayak atılarak kötü muameleye maruz kaldıkları,
*Mahpusların hastane sevklerinin geç yapıldığı veya hiç yapılmadığı, acil sağlık sorunu yaşayanların haftalarca sık sık dilekçe vermelerine rağmen revire çıkarılmadıkları, sevkleri yapılsa bile kelepçeli şekilde muayene edilmek istendikleri,
*Havalandırmaya çıkma, spor yapma ve diğer mahpuslarla sohbet etme hakkının engellenerek tecrit ve izolasyon koşullarında bir yaşamın dayatıldığı,
*Bebekleriyle/çocuklarıyla cezaevinde bulunan kadın mahpusların bebekleri için beşik, bebek bezi, ilaç, vitamin, mama, süt, cici bebe, meyve, oyuncak vs. gibi temel gıda ve ihtiyaçlarının karşılanmadığı,
*Farklı örgüt suçlarından cezaevlerinde bulunanların aynı koridorlar kullandırılmak suretiyle doğabilecek kavga veya husumetlere zemin hazırlandığı,
*Hasta veya yaralı mahpusların cezaevinde tedavilerinin aksatıldığı, bu durumun da hayati risklere ve kalıcı sakatlıklara yol açtığı,
*Osmaniye T2 Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan ve Nusaybin’de ‘sokağa çıkma yasakları’ sırasında yaralı olarak tutuklanan Mehmet Faruk Ergin, Abdülkadir Baybars, Siraç Yüksel, Akar İkbal, isimli mahpusların yaralı oluşları sebebiyle sağlık durumlarının giderek kötüleştiği…”
HASTA TUTUKLULAR
Raporda, Sabri Kaya, Adem Amaç, Siraç Yüksel, Yavuz Akar, Cihan Cağfun, Leyla Elma, Sisê Bingöl, Cemil İvrendı, Azat Taş, Rojhat Bılgılı, Emanet Eneş, Kemal Özelmalı, İsmail Tanboğa, Nıgar Bekır, Şamıran Nohsen, Yıldız Muhammet ve Celil, Fahrettin ile Yüksel isimli hasta tutsakların tedavilerinin engellendiği, durumlarının ağırlaştığı öğrenildi.