İstanbul Vatan Emniyet Müdürlüğünde gözaltında işkenceyle ölen KHK’lı öğretmen Gökhan Açıkkollu’nun ölümüyle ilgili takipsizlik kararına yapılan itiraz üzerine başlatılan soruşturma da kapatıldı. Savcılık, tanıklar, kamera kayıtları ve ek otopsi raporlarını araştırmadı.
BOLD – Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildikten sonra gözaltına alınan ve 13 günlük gözaltının ardından 5 Ağustos 2016’da kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden tarih öğretmeni Gökhan Açıkkollu’nun işkence sonucu hayatını kaybettiği iddiasıyla ilgili ailesinin Sulh Ceza Hakimliğine itirazı üzerine açılan soruşturmada takipsizlik kararı verildi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Deniz Arslanoğlu imzalı kararda, “olayda herhangi bir suç ve suç unsuru bulunmadığı” öne sürüldü.
Gökhan öğretmenin eşi Mumine Tülay Açıkkollu, karara sosyal medya hesabından “Şahitlerin ifadeleri ortada. İşkenceyle adam öldürmek de suç değilse adaletiniz batsın” tepkisi verdi.
OHAL döneminde İstanbul Emniyet Müdürlüğünde gözaltındayken şeker ilaçları verilmeyen, yapılan işkenceden sonra kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden Gökhan Açıkkollu’nun (42) işkenceyle ölümüyle ilgili açılan itiraz davasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı takipsizlik kararı verdi. Savcı Deniz Arslanoğlu imzalı 9.1.2020 tarihli kararda, sadece Adli Tıp Kurumunun 14.22019 tarihli Açıkkollu’nun hastane kayıtları üzerinden yaptığı incelemeye dair raporlara yer verildi. Adli Tıp raporumda, Açıkkollu’nun ‘akut miyokard enfarktüsü’ sonucu öldüğü kaydedildi.
SAVCI, HERHANGİ BİR DELİLE RASTLAMAMIŞ!
Açıkkollu’nun işkence gördüğüne dair tanık ifadeleri, Vatan Emniyet Müdürlüğünün kamera kayıtları ve ek otopsi raporlarını incelemeden karar veren savcılığın kovuşturmaya yer olmadığı kararında şunlar kaydedildi: “Açıkkollu’nun ölümünde etkisi veya katkısı olduğu şüphesini uyandıracak, harici bir etkenin varlığını gösterir bilgi ve bulgu olmadığı, olayda herhangi bir suç ya da suç unsuru bulunmadığı, maktülün bir suç neticesinde vefat ettiğini gösteren herhangi bir delil ve emareye rastlanılmadığı böylece cezai yönden takibat gerektirir bir hukuka aykırılıktan da bahsedilemeyeceği tüm soruşturma evrakı kapsamından anlaşıldığından olayla ilgili kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.”