Uzun süredir medyada özellikle darbe sonrası Cemaat üyelerine karşı yapılan operasyonlarda hamile veya yeni doğum yapmış kadınların gözaltına alındığı ve sonrasında tutuklandıkları yer almaktadır.

Bu haberlere kamuoyunun genel tepkisi  “İnsafınız yok mu? Hamile kadın veya yeni doğum yapmış kadını tutuklamaya utanmıyormusunuz?” şeklinde olmaktadır.

Oysa işin hukuki boyutu yapılan bu uygulamananın sadece vicdansızlık değil büyük bir kanunsuzuk olduğunu da açıkca ortaya koymaktadır.

5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Kanunu’na göre, hamile bayanlarla 6 aydan daha küçük bebeği olan bayanların tutuklanması yasaklanmıştır.

Aynı sayılı kanunun 16/4’e göre, “Hapis cezasının infazı, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren 6 ay geçmemiş kadınlar hakkında geri bırakılır.” “Çocuk ölmüş veya anasından başka birine verilmiş olursa, doğumdan itibaren 2 ay geçince infaz olunur.”

Şu anda yüzlerce kadın ve çocuğun cezaevinde olduğu göz önünde bulundurulursa uygulamayı yapan hakim ve savcılar sadece “insafsız ve utanmaz” olarak anılmaktan öte,  ‘Bilerek ve kasden” 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Kanunu’na göre suç işlemektedirler.

Hukuk ilkelerinin çok açık bir dille koruma altına aldığı hamile veya yeni doğum yapmış kadınları doğumhanede göz altına aldırıp, tutuklayan bütün hakim ve savcılar AİHS 3. Ve 5. Madde, 5237 sayılı TCK’ya göre işkence suçu işlemektedir.