İnsan Hakları Derneği (İHD), hazırladığı ‘Baskı ve Tehdit Yöntemleriyle İfade Alma, Mülakat Yapma, Ajanlaştırma ve Kaçırma Olaylarıyla’ başlıklı raporunu kamuoyuna açıkladı.
İHD Genel Merkezi’ndeki basın toplantısında konuşan Eş Genel Başkan Öztürk Tükdoğan, başta İstanbul, Ankara, Diyarbakır ve İzmir olmak üzere pek çok ilde üniversite öğrencileri, gazeteciler ve aktivistlerin kayıt dışı ifadeye zorlandığını, baskı ve tehdit yöntemleriyle ajanlaştırılmaya çalışıldığını, kimilerinin aileleri üzerinden tehdit edildiğini belirtti.
Türkdoğan, devamla şunları söyledi:
“Bunu kabul etmeyenler ya kaçırılarak kaybedildi, ya ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla tutuklandı ya da kaçırıldıktan bir süre sonra çeşitli işkence ve kötü muamelelere maruz kaldıktan sonra bırakıldı. Şikâyetlere baktığımızda, kendisini polis olarak tanıtan kişiler önce kişilerle ‘sohbet etmek, arkadaş olmak’ gibi ifadelerle bir araya gelmeye çalışıyor, bu sohbete katılan fakat isteklerini kabul etmeyen kişileri ailesiyle, işiyle, sağlık durumuyla, özel hayatıyla tehdit ediyor, bazen gözaltı ve tutuklamayla bazen de ölümle korkutuyor.”
Gözaltındaki kişilerin de ifade alma işleminden önce ve avukatı olmaksızın belirli aralıklarla mülakat odasına götürülüp kayıt dışı ifade vermeye zorlandığına dikkat çeken Türkdoğan, devam etti:
“Gözaltındaki kişiler, tutuklanmakla veya dışarı çıksa bile her an peşinde olacakları ve kendisini rahat bırakmayacakları tehdidi ile korkutuluyor. Bazen de bu keyfi uygulamalar, kişinin kaçırılması, işkence ve kötü muameleye maruz kalması, hakaret ve tehdide uğramasıyla sonuçlanıyor, kişi tanımadığı insanlarca bir otomobile bindirilerek, gözleri kapalı bir şekilde kaçırılıyor, günlerce darp ediliyor ve tenha bir yerde salıveriliyor.”
Türkdoğan, son 10 ay içinde İHD Ankara, İstanbul, İzmir ve Diyarbakır şubelerine gelen başvuruların verilerini şöyle açıkladı:
“İstanbul Şube’ye 14, Diyarbakır Şube’ye 7, İzmir Şube’ye 19, Ankara Şube’ye 4 kişi başvurmuş, Genel Merkez Dokümantasyon Birimi ise bunların haricinde 23 vakayı basın yoluyla tespit etmiştir. Bu başvurulardan Genel Merkez’e yapılan yalnızca bir başvuru kaçırılma ve kaybedilme başvurusu olup ailesiyle yapılan görüşmelerde kişinin bulunduğu ancak can güvenliği için bu bilginin basınla paylaşılmadığı öğrenilmiştir. Diğer başvurular ise kişilerin baskı ve tehdit yöntemleriyle ajanlığa zorlanması, gözaltında tehdit veya korkutma amacıyla kısa süreli kaçırma vakaları olup tümünde işkence ve kötü muamele yasağı ihlal edilmiştir.”
Türkdoğan, başvuruları aynı zamanda Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonlarına gönderdiklerini, bu komisyonun sadece iddiaları ilgili kurumlara soran dilekçeler yazma dışında bir görev üstlenmediğini belirtti.