Ankara’da bir toplu gözaltı merkezinde işkence ve kötü muameleye maruz kalan bir mağdur tanıkla görüştü.
Ankara Bölge Adliyesi’ne 100 metre mesafede işkence gören işkence mağduru: ‘Çırılçıplak soyup sandalyeye bağladılar, basınçlı su tuttular. Sürekli başımızdan aşağı içi buz dolu su döktülar. Konuşmazsan buradan sağ çıkamazsın’ dediler.
Görüşmeyi gerçekleştiren gazeteci Cevheri Güven, yerini tespit ettikleri spor salonunun işkence merkezlerinden sadece biri olduğunu ve çok sayıda başka toplu gözaltı merkezi bulunduğunu belirterek insan hakları örgütleri, baroları göreve çağırdı.
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Ankara’da gözaltına alınan yüzlerce kişinin toplu olarak tutuldukları spor salonlarında haftalar boyunca işkence ve kötü muameleye maruz kaldıkları tanık anlatımlarıyla belgelendi.
KHK ile kapatılan Nokta dergisinin Yayın Yönetmeni Cevheri Güven, Ankara’da bir toplu gözaltı merkezinde işkence ve kötü muameleye maruz kalan bir mağdur tanıkla görüştü.
İşkence mağdurunun anlatımlarına göre, Adalet Bakanlığı ek binasının yanında ve Ankara Bölge Adliyesi’ne yaklaşık 100 metre mesafede bulunduğu belirlenen toplu gözaltı merkezinde yüzlerce kişi kötü muameleye maruz kaldı.
Kimliğini gizleyen işkence mağdurunun gözaltı sürecinde yaşadıklarıyla ilgili anlattıklarının satır başları şöyle:
Yüzlerce kişi haftalarca bir basketbol sahasında toplu halde tutulduk. Bulunduğumuz alanda sırt üstü, yüzü koyun ya da sola dönük yatmamız yasaktı. 160 kişinin kullanması için tek bir tuvalet ve sadece 2 banyo vardı. Sadece 2 saat aralıklarla su veriliyordu. Banyo için günlerce sıra bekliyorduk. 11 kez sorgulandım ve hiç birinde avukatım yoktu.
Doğrudan işkenceye şahit oldunuz mu?
Evet, hem bana hem de başkalarına işkence yaptılar. İnsanları panelvana bindirip başka yerlere götürüyorlardı. Gidenlerden sadece birkaç tanesi geri geldi. Yani dönmediler. Dönenlerin söylediğine göre yön tayini yapamasınlar diye araç içinde sürekli dayak atmışlar. Herkese, ‘Konuşmazsan buradan sağ çıkamazsın. Öldürsek seni kimsenin umurunda olmaz. Aileniz belki yıllar sonra tazminat alır ama bize yine de birşey olmaz’ diyorlardı.
Gözaltındakiler asker mi yoksa sivil miydi?
İlk gözaltına alındığımda oradakilerin çoğu kurmay subaydı. İkinci kez alındığımda ise hemen hepsi sivildi. Mühendis, doktor, öğretmen…Onların istediği şekilde konuşmayanları 3. kata götürüp ağır işkenceler yaptılar. Çırılçıplak soyup sandalyeye bağladılar, basınçlı su tuttular. Sürekli başımızdan aşağı içi buz dolu su döktüler. Konuşmak yasaktı. Tuvalet sırasında sürekli ağlayan birine ‘ne oldu’ diye sordum…Kendisine jopla tecavüz edildiğini söyledi.
İkinici kez gözaltına alındığınızda şartlar daha iyi mi yoksa daha kötü müydü?
İkinci kez gözaltına alındığımda şartlar daha da ağırlaşmıştı. Konuşmamıza kesinlikle izin vermiyorlardı. Doktorlar işkence ya da darp raporu yazmaya korkuyordu. Bir doktor yazdı, onu hemen başka yere götürdüler, gözaltındakiler için de başka hastaneden ‘darp yoktur’ raporu aldılar.
Görüşmeyi gerçekleştiren gazeteci Cevheri Güven, yerini tespit ettikleri spor salonunun işkence merkezlerinden sadece biri olduğunu ve çok sayıda başka toplu gözaltı merkezi bulunduğunu belirterek insan hakları örgütleri, baroları göreve çağırdı.