İşkenceye Karşı Mücadele Günü’nde işkence

Lice’de askerler tarafından operasyon bölgesine götürülerek karnından vurulan Mesut Yalavuz, hastanede elleri ve ayakları kelepçeli vaziyette tedavi görüyor.

DİYARBAKIR – İşkenceye Karşı Mücadele Günü’nde, Lice’de askerler tarafından operasyon bölgesine götürülerek karnından vurulan Mesut Yalavuz, hastanede elleri ve ayakları kelepçeli vaziyette tedavi görüyor.

Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Türeli (Beşişte) köyüne 19 Haziran Pazartesi günü yapılan operasyonda askerlerin önce gözaltına aldığı, sonra kaçtığını iddia ettiği, ancak bir gün sonra karnından vurulmuş halde arazide bulunan Mesut Yalavuz’un tedavisi Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’nde sürüyor. Bağırsak ve karaciğeri zarar gören Yalavuz, dün itibari ile normal servise alındı. Ailesi ile görüştürülmeyen Yalavuz elleri ve ayakları kelepçeli şekilde tedavi ediliyor.

ANNE YALAVUZ: BU BİR SUÇTUR

Bugün aynı zamanda 26 Haziran Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından tüm dünyada “İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü” olarak ilan edilişinin 20’nci yılı. Anne Raife Yalavuz, oğlunun işkence ile öldürülmek istendiğine dikkat çekerek, tedavisinin bile işkence altında yapıldığını söyledi. Oğlunun tedavisinin nasıl yapıldığını yine durumunun nasıl olduğuna dair net bir bilgi alamadıklarını dile getiren anne Yalavuz, “Normal yatağa getirilmesini bile tesadüfen öğrendik. İyi mi değil mi bilmiyoruz. Doktorlar sadece ‘Durumu normaldir’ diyor. Oğlumun durumdan endişe duyuyorum. Kaygılıyım. Oğluma insanlık dışı uygulamalar yapılıyor. Bu bir suçtur. Bunu kabul etmiyorum” diye konuştu.

‘İNSANLAR İŞKENCE İLE ÖLDÜRÜLÜYOR’

Yalavuz, “Oğlumu evden asker kaçağı diye götürdüler. Ancak işkence ile öldürmek istediler. Eğer köylüler oğlumu bulmasaydı oğlum ölmüş olacaktı. Türkiye’de neredeyse yüzlerce insana her gün işkence ediliyor. Bu insanların bir çoğu işkence ile öldürülüyor. Bunlardan bir tanesi de benim oğlum. Son dönemlerin en somut örneğidir. İşkence ne insani ne de hukukidir. Zulümdür. 90’larda da bizim bölgede işkence görmeyen insan yoktur. Bu gün de aynı işkence sistemi devam ediyor. Türkiye tarihi işkence ile doludur. İnsanlar işkence ile bitmez. Bu bir suçtur. İşkence ile insanlar ölmesin istiyorum. Bayramı bize zehir ettiler. Bayramı hastane kapılarında geçirdik. Benim için bayram oğlumun iyileşip, eve geldiği gündür” dedi. (dihaber)