İstanbul Ataşehir’de 16 Aralık günü sokakta yürürken gözaltına alınan ve gözaltı sürelerinin uzatıldığı Birgül Mızrak ve Göksel Dillibal’ın ne ile suçlandığı halen bilinmiyor.

16 Aralık günü, İstanbul Ataşehir’de sokak ortasında darp edilerek gözaltına alınan Birgül Mızrak ve Göksel Dillibal’ın ne ile suçlandığı halen bilinmiyor. Dosyasında gizlilik kararı olduğunu belirten avukatlar, Mızrak ve Dillibal’a İstanbul Emniyeti’nde işkence yapıldığını duyurmuşlardı.

İstanbul Emniyeti’nin basına gönderdiği fotoğraflarda da darp edildikleri belli olan Dillibal ile Mızrak, 4 günlük gözaltı sürelerinin sonunda, Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’ne götürülerek, ek gözaltı süresi için savcılık karşısına çıkartıldılar. Burada da avukatlarıyla görüşmeleri engellenen iki kişinin sağlık durumu tam olarak bilinmiyor.

Dosyada gizlilik kararı

Avukatların, sorgu sırasında içeride olması gerekirken, hâkim sorgusu sırasında salonda bulunan TEM polisleri tarafından darp edilerek salondan çıkartılmaları ve Mızrak ile Dillibal’ın ek gözaltı süresi verilerek İstanbul Emniyeti’ne götürülmeleri ailelerinde endişe ile karşılandı.

Dosyada gizlilik kararı olduğunu belirten avukatlar, gizlilik kararı olsa bile görmeleri ve örnek almaları gereken, gözaltı kararı, doktor raporları, bilirkişi raporları gibi almalarında sorun olmayan evrakların dahi kendilerine verilmediğini belirttiler.

Konu ile ilgili görüştüğümüz avukat Kader Tonç, müvekkillerine dönük yapılan işkencenin hukuka aykırı olduğunu belirtip, “İşkenceye dair tespitlerimizi ve müvekkillerimizin adli tıpa sevki taleplerimizi soruşturma savcısına ilettik ancak buna rağmen bir işlem yapılmadı. Ben hem şahsıma yönelik TEM şube polisleri tarafından yapılan fiziki saldırıya hem de müvekkillerime dönük işkenceye ilişkin suç duyurusunda bulunacağım” dedi.

Gizlilik kararı olan dosyanın haberini Habertürk yaptı

Öte yandan, Birgül Mızrak ile Göksel Dillibal’ın gözaltına alınmalarından bir gün sonra, Habertürk’te Nihat Uludağ imzasıyla çıkan haberde, gizlilik kararı olan ve avukatlarına dahi gösterilmeyen dosyadan bilgiler verilmesi dikkat çekti.

Nihat Uludağ’ın haberinde, Mızrak ve Dillibal, “Cengiz Holding’in binasına bomba yerleştirmek, 26 Temmuz 2015 günü Karşıyaka Ak Parti içle teşkilat binasına bombalı saldırı, 11 Ağustos 2015 günü Bornova Çamdibi Polis Merkezi Amirliği’ne bombalı saldırı, 12 Ağustos 2015 günü Bornova MHP ilçe teşkilat binasına bombalı saldırı, 29 Ekim 2015 günü Buca’da görevli devriye ekiplerini silahlı saldırı, 3 Mart 2016 günü İzmir Çiğili’de bulunan TOMA fabrikasına silahlı el bombalı saldırı, 3 Nisan 2017 günü Mersin Mezitli’de polis servisi güzergahına bombalı saldırı, 31 Ağustos günü İzmir Cezaevi servis aracına bombalı saldırı, 3 Şubat 2018 günü Bursa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’ne ait otonun geçiş güzergahına bombalı saldırı, 26 Şubat 2018 günü Denizli Pamukkale’de trafik ışık direğine kelepçeli bomba paketinin yerleştirilmesi” eylemlerine karıştıkları iddia edildi.