7,5 yıl hapis cezası Yargıtay tarafından onanan hasta tutuklu Merve Gökkaya’nın annesi: Çocuğumu görüşe iki kişinin koltuğunda getirdiler, kendi özel ihtiyaçlarını dahi gideremiyor. Bimer’e yazdım, Cumhurbaşkanına mektup yazdım ama kimse sesimizi duymuyor.

7,5 yıl hapis cezasına çarptırılan hasta tutuklu Merve Gökkaya’nın cezasını Yargıtay onadı. Annesi, yürüyemez hale gelen kızının durumunu BOLD’a anlattı, ağır konuştu.

9 Eylül 2016’dan bu yana Konya Ereğli bulunan hasta tutuklu Merve Gökkaya’nın annesi Gülşen Şahin, kızının cezasının Yargıtay tarafından onaylanmasına isyan etti. “Yüreğim yangın yeri” diyen Şahin’in ahı, isyanı Tenkil Sürecinde yapılan haksızları gözler önüne seriyor.

“Benim çocuğumun gerçekten suçunu bulun, idam sehpasına getirin asın, eğer o sehpaya ilk tekmeyi vuran ben olmazsam en namerd insanım. Burada Türkiye’nin gözü önünde, bütün Müslümanların huzurunda, Allah’ın huzurunda söz veriyorum.” diyen Gülşen Şahin, “Vallahi ecdad kalksa yüzünüze tükürür.” ifadelerini kullandı.

Konya’da özel bir yurtta görev yapan ve kapıcının şikayeti üzerine tutuklanan Gökkaya cezaevi ortamında teşhis konulamayan bir hastalığa yakalandı. Bir tür iltihaplı romatizma olarak adlandırılan hastalık, genç kızı, özellikle kış aylarında tekerlekli sandalyeye mahkum ediyor. Vücudunun her yeri tutuluyor, özel ihtiyaçlarını göremeyecek kadar ağrılı ve hareket edemeyecek bir dönem geçiriyor.

Merve daha 28 yaşında. Tekerlekli sandalye ile koridora kadar getiriyorlar. Görüş yaptığımız odaya iki kişinin kolunda geliyor. Kendi özel işlerini; çamaşırını yıkayamıyor, vücudunun temizliğini yapamıyor, özel ihtiyaçlarını gideremiyor. Salı günü telefon görüşünde bana ‘anne sancılarım yine başladı’ dedi. Kış geldi kapıda. Çocuğum dışarıda olsa kaplıcaya götürürüm, doktorunu hekimi bulurum, bir şey yaparım ama elim çocuğuma ulaşmıyor. BİMER’e de yazdım, Cumhurbaşkanına yazdım, her yerlere yazdım ama kimse elimden tutmadı, kimse yardımcı olmadı. Benim yavrum çürüyor orada. Dört duvar arasında. Ne olur sesimi duyun, bir yardım eli uzatın.

SEVİNÇ ÖZARSLAN