Yargı için adalet platformu (yargiicinadalet.org), gözaltında, adliyede ya da cezaevinde sözlü, fiziksel ya da manevi işkenceyle karşılaşan herkesin bunu kayıt altına aldırabilmesi ve nasıl hukuki çözüm araması gerektiğine dair rehber hazırladı.
İşte sitede yayınlanan, savunmada kullanılması için işkence görenlerin ya da bu kişilerin yakınlarının yapabileceği delillendirme yöntemleri:
Darbe girişimi bahane edilerek hukukun ortadan kaldırıldığı bu dönemde pek çok kişinin ifadesinin işkence altında alındığı anlaşılmaktadır. Hak ve adaletin sembolü olması gereken hakim ve savcıların hukukun dışına çıkarak vaatle, aldatmayla ifade almaları hatta bunu hiç çekinmeden meziyet gibi basın önünde anlatmalarının (HSYK Başkanvekili Mehmet Yılmaz’ın beyanları gibi) sıradan olduğu bir ortamda kolluğun neler yapabileceğini tahmin etmek zor değildir. Uzun gözaltı süresi, kaçırmalar, tutukluyu cezaevinden çıkartıp yeniden ifade alma, sosyal medyaya yansıyan fotoğraflar gibi pek çok uygulama ve delilden bu dönemde işkencenin yaygın bir şekilde yapıldığı tartışmasızdır.
İtiraf adı altında hukuk dışı yöntemlerle alınan bu ifadeler ile hem başkaları aleyhine delil üretilmekte hem de ifadeyi veren kişi aleyhine ikrar kabul edilerek başka hiç bir yan delile ihtiyaç duymadan mahkumiyet kararları verilmektedir. Gelen maillerden anlaşıldığı kadarı ile de; insanlar hemen özgürlüğüne kavuşmak için bu hukuk dışı uygulamalara sessiz kalmakta hatta duruşmada bile tutuklanırım korkusuyla sessiz kalmakta ancak haklarında mahkumiyet kararı verildikten sonra pişman olup “ben aldatıldım, işkence ile ifade verdim, şimdi ne yapmam gerekiyor?” sorusu sormaktadır.
Pek çok kişi ise gördüğü işkenceleri soruşturma aşamasında dile getirme fırsatı bulamasa da yargılamalar başlayınca mahkemede gördükleri işkenceyi anlatmaktadır. Aradan geçen bu uzun süre içerisinde ise işkence bulguları ortadan kalmakta ve çoğu zaman insanlar bu iddialarını ispatlayamamaktadır. Bu nedenle gerek işkenceye maruz kalan kişinin gerekse yakınlarının MUTLAKA yapması gereken bazı işlemler vardır. Bunları ayrı ayrı anlatmak gerekirse;
1- İşkence iddiaları konusunda ilk yapılacak işlem bu durumu ispatlayacak bir doktor raporu, vermezlerse başka bir şekilde muayene olup bu durumu kanıtlayacak bir rapor (bu özel doktor da olabilir) temin edilmelidir. Hatta bu dönemde doktorlarda korku içinde olduğu için işkence lafını duyar duymaz çekinecekleri varsayılarak işkence gördüğünüzü bildirmeden başka bir rahatsızlık ya da sıradan bir kavgaya karışmış gibi beyanda bulunarak vücudunuzdaki izlerin raporda yazılmasını isteyebilirsiniz.
Özellikle kişinin tutuklanması nedeni ile bu çoğu zaman mümkün olmadığından rapor olmazsa işkence ispatlanamaz anlayışı doğru değildir. Aşağıda sayılan delillendirme yöntemlerinden faydalanarak mümkün olduğunca delil temin edebilirsiniz.
2- Mümkünse ve serbest bırakılmışsa, fotoğraf çekme kamera görüntüsü alma vb…
3- Düzgün hazırlanmış ve olayların son derece ayrıntılı yazıldığı bir şikâyet dilekçesi ile şikâyette bulunma. Bu dilekçede sağlam raporu veren doktor hakkında da şikâyette bulunulmalı.
4- Varsa tanık ifadeleri (gözaltında ayni ortamda bulunan diğer şüphelilerin beyanları) yazılabilir.
5- Yaptığınız şikayete takipsizlik kararı verilmesi durumunda takipsizlik kararının tebliğinden itibaren 7 gün içinde bu karara itiraz etme ve AİHS m. 3 anlamında etkin soruşturma yürütülmediği, doktorun sahte rapor verdiği, rapor alınırken yanında ayni odada polislerin de bulunduğu, kendisinin ifadesinin alınmadığı yeni bir doktor muayenesine götürülmediği, şüphelilerin ifadelerinin alınmadığı ve etkin soruşturma yürütülmediği için kararın kaldırılması talep edilmeli.
Süreler her durumda tebliğ ile başlar. Eğer takipsizlik kararı tebliğ edilmezse savcılığa gidip bu kararın bir örneği istenmeli ve böylece 7 günlük süre içinde itiraz hakkı MUTLAKA kullanılmalıdır.
6- İtirazın reddi halinde, ret kararının tebliği durumunda, tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde AYM’ye başvuru yapılmalı. Eğer karar tebliğ edilmese bile ilgili sulh ceza hakimliğinden bu kararı temin edip yada itirazınızın reddedildiğini öğrenip bu başvuru mutlaka yapılmalı.
7- Anayasa Mahkemesinin başvurunuzu reddetmesi durumunda ise 6 ay içinde AİHM’e başvuru yapılmalıdır.
8- Unutulmaması gereken en önemli husus İŞKENCE suçunun zaman aşımı yoktur. İşkence görmüş kişi her zaman şüpheliler hakkında şikayette bulunabilir. Şikâyetini savcılığa vereceği bir dilekçe ile yaparken işkence yapan kişilerin kim olduğunu bilmesine gerek yoktur. İsim bildirmeden de şikayette bulunmak mümkündür. Yer, zaman, unvan, lakap, giysi, eşkal gibi şüphelinin tespitini sağlayabilecek bilgilerin verilmesinde fayda var.
9- Soruşturma aşamasında hiç bu yollara başvurmamış kişilerin de duruşmada yapabilecekleri işlemler vardır. İşkence zamanaşımı olmayan bir suç olduğu için mahkemede savunma yaparken dahi yaşanılan olaylar anlatılarak mahkemeden suç duyurusunda bulunulması talep edilebilir. Mahkeme bu talebi yerinde görmese dahi kendiniz de savcılığa suç duyurusunda bulunabilirsiniz.
10- Mahkemede savunma yaparken işkence yada kötü muamele (tehdit, hakaret, yakınına zarar verme tehdidi, eşini de tutuklarız vb. tehditler, bunları demezsen tutuklanırsın dersen serbest kalırsın vaadi, işine geri döneceksin vaadi vs…) altında verilmiş ifadelerinizi ASLA ama ASLA kabul etmeyin.
11- Duruşmadaki savunmanızda soruşturmadaki ifadenizi kabul etmeme gerekçenizi mutlaka ayrıntılı anlatın ve tutanağa geçmesini sağlayın. Hakim söylenenleri tutanağa yazmıyor ise buna dair itirazınızı tutanağa yazdırmaya çalışın. Ayrıca yaşadığınız işkenceyi ayrıntılı anlatan yazılı bir dilekçeyi mutlaka dosyaya sunun.
12- Savunmanızda veya dilekçenizde; yapılan işkenceyi en ince detayına kadar anlatın. Asla utanmadan, ne yaşadınız ise yazdırın ya da yazın. Ne zaman ve nerede meydana geldiğini mümkünse ayrıntılı (gözaltına alındıktan 2 gün sonra, … karakolunda bodrum katında soldan ikinci oda gibi..) , kim yada kimler (isim, yaka numarası, lakap, rütbe, boy, kilo vs. .. ne kadar ayırt edici özellik biliyorsanız) , söylenen sözler, konuşma tarzı (biri diğerine …diyerek hitap ediyordu, kalın sesli, genizden konuşan, laz şiveli vs…), elbise-ayakkabı, gözlük vs… mümkün olduğunca belirtin.
13- Yine size sağlam raporu veren doktorla ilgili olarak hastanede yaşadığınızı anlatın. Doktor odasına hiç girdirilmediğinizi, bunun hastanenin güvenlik kamera görüntülerinden öğrenilebileceğini, ya da doktorla aranızda konuşma geçmişse bunları, doktora girdiğinizde yanınızda polislerin olup olmadığını, onların kendi arasında geçen diyaloğunu vs.. anlatın.
14- Savunmanızda tutanağa geçirterek (mümkünse mutlaka) yada yazılı dilekçe ile bunları belirterek savunmanızı yaptıktan sonra, hakkınızda mahkumiyet kararı verildikten sonra dahi hem istinaf, hem temyiz, hem AYM, hem de AIHM aşamasında bu hukuksuzlukları sürekli dile getirmeniz çok önemlidir. İşkence ve kötü muamelede ise zaten beraat dahi etseniz mahkeme suç duyurusunda bulunursa o soruşturmayı, bulunmazsa kendinizin yapacağı suç duyurusunu da yine yukarda 5,6 ve 7. Maddelerdeki sıraya göre takip etmeniz gerekir.