Hakkı Bat, Kürtçe Müzik dinlediği için kardeşleriyle beraber işkence gördüğü gerekçesiyle İnsan Hakları Derneği’ne başvurdu.

Hakkı Bat kendisiyle birlikte kardeşleri Mahsun, Ömer Mazlum ile arkadaşları Fırat Uzunca’nın da işkence gördüğünü söyledi.

Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Bağcılar Mahallesinde başlayıp, 10 Nisan Polis Karakol’unda devam ettiği belirtilen işkence olayıyla ilgili basın toplantısı düzenlendi.

“50 POLİSLE GELDİLER”

Hakkı Bat olayı şöyle anlattı:

“Yeğenimin işlettiği cafede otururken Kürtçe müzik çalıyordu. 2 sivil kişi Kürtçe müzik dinlemenin yasak olduğunu söylediler. Biz de yasak değil dedik. O iki kişi polismiş. ‘Bekleyin siz görürsünüz’ diyerek gittiler. Sonra 50’ye yakın polis cafeye geldi. Yüzüme çok yakın mesafeden biber gazı sıktılar. Birden üzerime saldırdılar. Beni yere yatırarak ellerimi arkadan kelepçelediler. Yere yatırılmış vaziyette sırtıma binenler, boynuma kemer taktılar. Boğacak şekilde sıktılar. Hem kemerle hem elle kafamı yerden kaldırıp, biber gazından dolayı kapanmış göz kapaklarımı elleriyle açıp direkt gözlerimin içine biber gazı sıktılar.”

10 SAAT KESİNTİSİZ İŞKENCE

Olaydan dolayı öldürülmesinden endişe duyanların kardeşlerini aradığını, olay yerine gelen 6 kardeşinin de dayak ve işkenceye maruz kaldığını belirten Hakkı Bat, devamında yaşananları şöyle anlattı:

“Kardeşlerim de aynı şekilde işkenceye maruz kaldı. Kardeşim Mahsun’un kafasına silah kabzasıyla vurarak kırdılar. Saldırılardan kaçmaya çalışan kardeşimin ardından bir şarjör mermi boşalttılar. Önce havaya sonra kendisine doğru ateş açtılar. O şekilde gözaltına alındık. Sonra, polis araçlarında işkence devam etti. Götürüldüğümüz 10 Nisan Polis Karakolunda işkence devam etti. Kameranın olmadığı nezarethanede dövüldük. Kanımız nezarethanenin duvarlarına kadar sıçradı. Gözaltına alındığımız saat 22.00’den ertesi gün saat 08.00’e kadar kesintisiz devam etti.”

“JİTEM’İN YERİNE POLİS GEÇTİ”

Bat, olay sonrası çevreyi gören tüm kameraların hard disklerinin söküldüğünü kaydederek, şunları ifade etti: “Ben bir Kürt’üm anadilimi her yerde savunurum, her yerde de konuşmaya hakkım var. Kürtçe müzik dinlememizi hazmedemedikleri için bu tür işkencelere maruz kaldık. Ben, 4 kardeşim ve bir arkadaşımız bu işkencelere maruz kaldık. İnsanlık dışı uygulamalara maruz kaldık. 90’lı yıllarda JİTEM’inin yerine bu polisler geçmiş durumdadır. Irak’ın Saddam rejimi bu uygulamaları yapmamıştır. İsrail yapmamıştır. Bu işin takipçisi olacağız.”