15 Temmuz’dan sonra bir ilk… Mahkeme Genelkurmay’dan işkencecilerin adresini istedi.

Adı Kübra Yavuz. Üsteğmendi. Genelkurmay Protokol Şube’de çalışıyordu.

15 Temmuz’dan kısa bir süre sonra gözaltına alındı. Kendisi tutuklanmadı, ama Kara Harp Okulu’nda İngilizce Öğretmeni olan eşi Üsteğmen Yunus Emre Yavuz tutuklandı. Yaklaşık 2 yıldır tutuklu.

KOCASININ DAVASINDA TANIK OLARAK DİNLENDİ

Eşinin talebi üzerine, Kübra Yavuz’un Kara Harp Okulu davasında tanık olarak dinlenmesine karar verildi.

Kübra Yavuz 19 Nisan’da dinlendi. Özetle şunları söyledi:

“Bir bayan olarak ölüm tehdidi atlattım. 10 gün sonra Genelkurmay Karargâhı içinde Zekai Aksakallı ve İrfan Özsert tarafından ölüm tehdidi altında ifadem alındı. Genelkurmay poligonunda 2 gün ölüm tehdidi ve şiddete maruz kaldım. Genelkurmay poligonu içinde ellerimiz, gözlerimiz bağlı elektrik verilerek, dövülerek, 2 gün aç bırakıldık.

“Özel Kuvvetler Komutanı beni odaya çekerek, bir şeyler sordu. Oradan sağ çıkabileceğimi düşünmedim. Genel Sekreterin değişmesiyle işkenceye maruz kaldık. Zekai Aksakallı şunu söyledi; ‘Bu fotoğraflarda kimler varsa hepsi suçludur, hepsini alın’ dedi. Bir Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli, ‘Ben 300 kişinin ifadesini işkenceyle aldım’ dedi ve onun yönlendirmesiyle yazıldı. Tamamen afaki şeyler anlatabilirdim. Evet, birkaç afaki şey söyledim. Ellerim, gözlerim bağlı. Tuvalete giderken erkek personel kapıyı açık tutup, nezaret ediyordu. 2 saatte bir alınıp, ‘Bu yetersiz biraz daha bir şeyler söyle’ dediler. Gidip gelirken, işkence görenleri görüyordum. İfademi alanların üstünde kan vardı. Bu şartlarda ifade verdim.”

“İŞKENCE” İDDİASINI KABUL MÜ?

Daha önce birçok davada gündeme getirilen “İşkence” iddialarıyla ilgili olarak Mahkemeler, “Davamızın konusu değil. Ayrıca suç duyurusunda bulunabilirsiniz” demişken;

Kübra Yavuz’un iddiaları mahkeme tutanaklarına geçti. Mahkeme de ifadede ismi geçenlerin adreslerinin bildirilmesi için Genelkurmay Başkanlığı’na yazı yazılması yönünde ara karar aldı.

Ve 26 Nisan’da Genelkurmay’a yazı yazılıp, Kübra Yavuz’un, “Bana işkence yaptılar” dediği kişilerin adresleri soruldu.

Genelkurmay bu yazıyı, Karargâh ve Destek Kıtaları Grup Komutanlığına havale etti.

Grup Komutanı imzasıyla da 29 Mayıs’ta Genelkurmay Hukuk Hizmetleri Başkanlığına (Bu vesileyle Adli Müşavirliğin adının değiştiğini öğrenmiş olduk) şu cevap verildi:

“T.C. Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tanık Kübra Yavuz’a ait bilgi alma tutanağının kimler tarafından alındığı ve açık adresleri ilgi yazı ile talep edilmiştir. Yapılan incelemede, 15 Temmuz 2016 menfur girişimin hemen sonrasındaki karmaşık ortamda terör örgütü üyelerinin belirlenmesi için kolluk kuvvetlerine destek olmak maksadıyla benzer ifadelerin alındığı bilinmekle birlikte, ifadelerin kimler tarafından alındığı tespit edilememiş ve konu ile ilgili herhangi bir bilgi belge bulunamamıştır. T.C. Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesi’ne istenilen bilgi ve belgelerin bulunamadığının bildirilmesini arz ederim.”

Bu cevap ise Hukuk Hizmetleri Başkanı imzasıyla 31 Mayıs’ta 24. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

Söz konusu karar ve yazışmalardan; İlk kez bir Mahkemenin, suçlananların isimlerini değil doğrudan adreslerini sorarak, bir anlamda “işkence” iddialarını ciddiye aldığı, buna karşılık Genelkurmay’ın, “Kolluk kuvvetlerine yardımcı olmak maksadıyla” Karargâh’ta ifade alındığını doğrulamakla birlikte, bu ifadeleri alanların isimleri ve adreslerini vermekten kaçındığı sonucu çıkmaz mı?