Meriç Nehri üzerinden Yunanistan’a geçmeye çalışan 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Mahir Mete Kul üç gündür kayıp. Kendisinin politik nedenlerle Türkiye’den ayrıldığını söyleyen annesi Ünzüle Araz, “İşkenceler gördüm. Çocuklarım da gördü.” dedi.

Türkiye’den Yunanistan’a Meriç Nehri üzerinden botla geçmeye çalışırken botun alabora olması sonucu nehre düşen Beykent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği öğrencisi 21 yaşındaki Mahir Mete Kul 24 Mar’tan beri ulaşılamıyor.

Türkiye’de Liseli Dev Genç’in açıklamalarına katıldığı ve gizli tanık ifadeleri nedeniyle örgüt üyeliği iddiasıyla hakkında açılan davada 2017 yılında tutuklanıp 10 ay cezaevinde kalan ve 5 ay önce tahliye olan Kul’un, hakkındaki yurtdışı yasağı sebebiyle Meriç Nehri üzerinden Yunanistan’a geçmeye çalışıyordu. Kendisinin de politik nedenler yüzünden Türkiye’yi terk ettiğini söyleyen ve 5 aydır Atina’da bulunan Kul’un annesi Ünzüle Araz, çocuğundan haber alamaması ve çocuğu ile birlikte Yunanistan’a geçen başka bir kişinin kendilerine ulaşarak botun alabora olduğunu bildirmesi üzerine Yunanistan polis yetkililerine başvurdu. Türkiye’den jandarma ve AFAD’la da iletişime geçen Araz, İPA News’in yayınladığı videoda duyarlı insanlara seslendi, yardım çağrısında bulundu:

ÖLÜ YA DA DİRİ ÇOCUĞUM BULUNSUN

“Yunan ve Türkiye kamuoyuna sesleniyorum. Demokratik kitle örgütlerine sesleniyorum. Benim çocuğum 22 yaşında. Mahir Metin Kul. Üniversitesi öğrencisi. Türkiye’de liseli gençliğin devrimci faaliyetlerine katıldı. Demokratik eylemlere katıldı ve bunların hepsi yasaldı. Bir itirafçı yüzünden tutuklandı. 10 ay hapishanede yattı ve okulundan oldu. Bilgisayar Mühendisliği okuyordu. 24.03.2019 tarihinde karşıya geçmek isterken botu alabora oldu. Yanında bir kaçakçı bir de arkadaşı vardı. Bot alabora olunca arkadaşı yüzerek kendini kurtardı zar zor ve arkadaşının anlatımıyla çocuğumun nehirde kaybolduğunu ve bu saatten sonra onu aramaya başladım. Alexandrapoli’ye geldim. Karakollara başvurdum ve sağ kurtulan arkadaşını bulmak istediğimi söyledim. Beni  Ferez Polis Merkezi’ne yönlendirdiler. Orada çocuğu buldum. Çocuk samimi bir şekilde anlattı her şeyi. Kaçakçı da bunu görüyor ve kaçakçı kaçıyor. Üç polisle gelip oraya bakıyorlar, sonra çocuğu geri götürüyorlar. Tekrar haritadan noktasını gösteriyorlar. Ondan sonrasını bilmiyoruz. Benim talebim çocuğumun ölü ya da diri bulunması… Ben çocuğumun yanına gitmek istiyorum, o arama çalışmalarına katılmak istiyorum.

DUYARLI İNSANLARA SESLENİYORUM: ÇOCUKLARIMIZ ORADA ÖLMESİN
Annelere sesleniyorum, babalara sesleniyorum, duyarlı insanlara sesleniyorum. Bu sorun sadece tek başıma benim sorunum değil. Bu bütün mültecilerin sorunu. bunu bize yaşatanlara gösterelim. Son olsun benim oğlum. Mülteciler sahipsiz kalmasın. Sahiplenelim. O nehrin altı ölülerle dolu lafını duymayalım. Gerçekten duymayalım. Çocuklarımız orada ölmesin…

FAŞİZMDEN, BASKIDAN KAÇTI BİZİM ÇOCUKLARIMIZ

Faşizminden kaçtı bizim çocuklarımız, baskıdan kaçtı. Ben de politik bir anneyim. Ben de onun için buradayım. Onlarca yıla varan cezalar aldım. İşkenceler gördüm. Çocuklarım da gördü. Benim çocuklarım onurlu namuslu. Biz böyle büyüttük çocuklarımızı. Duyarlı insanlara sesleniyorum… Çipras madem sosyalistim diyor görsün, devrimciler burada neler yaşıyor görsün… Yalvarıyorum size, ben bir anneyim, eğer şu an ağlamıyorsam çocuğum için ağlamıyorum, yüreğimin acısını içime atıyorum. Lütfen anlayın bunu. İnsanlar baskıdan dolayı geliyor buraya. O duruma düşürenler kim? Onları sorgulayın. sizden talebim bu. Ne mal ne mülk istiyorum.”