Zorla kaybedilen Gökhan Türkmen, üç polis tarafından izlenen görüşmesinde eşinin “Avukat istemiyorum, tüm başvuruları çek” derken “Çocukları düşün” dediğini anlattı.

Tenkil Süreci’nin en büyük hak ihlallerinden biri zorla kaybedilme. 2019 yılı şubat ayından siyah Transporter’la 6 kişi kaçırıldı. Onlardan biri olan Gökhan Türkmen, aniden Emniyet’te ortaya çıkan diğer 5 kişi gibi, Antalya Emniyeti’nde ortaya çıktı. Zehra Türkmen eşiyle 9 aylık zorla kaybedilme döneminden sonra yüz yüze görüştü.

Kronos’tan Selahattin Sevi’ye konuşan Zera Türkmen, Antalya’dan Ankara’ya sevkedilen eşiyle Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nde görüştü.

Türkmen izlenimlerini şöyle anlattı:

“Nezarethaneye vardığımızda kapı açıktı. 9 ay sonra eşimi görebilmiştim Elhamdülillah. Çok mahsundu, gülümsedi… Aşırı zayıftı. Beklediğimden daha zayıftı. Elleri aşırı beyazdı, en çok o dikkatimi çekti. Ayrıca tedirgindi, korktuğu her halinden belliydi. ‘Çocukları düşün’ dedi sürekli. Sonra da kaçırılan diğer kişilerin eşlerinin söylediği gibi, Twitter’dan paylaşım yapmamamı söyledi. Avukat isteme dedi. Birleşmiş Milletler ve AİHM gibi uluslararası kuruluş ve mahkemelere yaptığımız müracaatları geri çekmemi söyledi.

Ben de yaptığım müracaatları geri çekmeyeceğimi söyleyerek, ‘Geri çekmiyorum, bu 9 ayı hesapsız mı bırakalım?’ dedim. Bir şey demedi. Sonra, ‘Ben kendim saklandım’ dedi. ‘O zaman neden senden haber alamadık, daha önce de saklanıyordun ama arada bir de olsa konuşuyorduk.’ dedim. Yine bir şey söylemedi. Konuşma boyunca eşim ayrıntıya girmedi, ‘Antalya’daydım’ dedi. Normalde de çok konuşmaz benim eşim, ketumdur. Ardından da başta çocuklar olmak üzere tek tek aile fertlerini, sağlıklarını sordu.

Ona rahat olmasını, sürecin biteceğini, beklenenden de çabuk biteceğini söyledim. Herkesin destek ve dayanışma gösterdiğini, dua ettiğini anlattım. ‘Biliyorum, çünkü duaları hissetmiştim’ dedi. Böyle yaklaşık yarım saat boyunca görüştük. Ama biraz hayal kırıklığına uğradı. Çünkü çocukları da göreceğini umuyormuş, ben de görüştürmeyeceklerini düşünerek getirmemiştim. Çocuklarını bekliyormuş. ‘İlk görüşte çocukları getir, çok özledim’ dedi. Üzgündü ama güzel ayrıldık.

Konuşurken kapının önünde bir, arkamızda da iki kişi vardı. Üç kişinin arasında çok da rahat konuşamadık. Artık bu kadar kısa sürede ne konuşabilirsek. İnşallah çocuklarımın yanına gidiyorum, pazar veya pazartesi tekrar geleceğim.

BENİ BEKLER MİSİN?
Eşimin şimdiye kadar hiç ifadesi alınmamış. Belki alınacak belki de doğrudan tutuklanacak. İnşallah serbest kalır, ama bilemiyorum tabii. Görüşmede eşim, ‘Beni bekler misin?’ dedi mahsun bir şekilde. ‘Tabii ki beklerim.’ dedim. Emin ol beklediğin kadar uzun sürmeyecek dedim. Bunun siyasi bir süreç olduğunu anlattım. Kaç yıl olursa olsun, yanındayız, arkandayız merak etme! dedim. İnanın hiçbir şeyden haberi yoktu. Çalışıp çalışmadığımı sordu, çocukları, kardeşlerini sordu, anne babasını sordu. Dedesinin bir buçuk ay önce vefat ettiğini söyledim. Üzüldü, Keşke son kez görebilseydim dedi. Çocukların okullarını değiştirmiştim, onu anlattım.”

EŞİMDEN UMUT KESMİŞTİM
“Eşim ilk kaçırılan kişiydi. Kaçırılan diğer kişiler ortaya çıkarıldı, eşimden bir haber yoktu. Açıkçası korkmuştum acaba bir şey mi yaptılar diye. 8 ay sonra Mustafa Yılmaz ortaya çıkarılınca ümitlenmeye başladım. 9 ay sonra da eşimin yaşadığını haber verdiler.

Ümitle korku arasındaydım. Artık yazmıyordum, ümidimi kesmiştim ama kaçırılan diğer aileler çok destek oldu, moral verdi. Hep yanımızda oldular. Ailelerimiz çok destek oldu.

Önceden hep canına bir şey oldu mu, hayatta mı diye düşünüyordum. Şimdi elinde, yüzünde ve vücudunda bir iz var mı, kalıcı bir hasar olmuş mudur? Ruh hali nasıldır… Endişem o. Ama yaşıyor oluşunu bilmek bile çok güzel.

“9 AY CEZAEVİNDE KALDIM 6 YIL HÜKMÜM VAR”
Çocuklarım daha küçükler. Biri 6 diğeri 11 yaşında… Sağolsunlar ailem ve arkadaşlarım da hassas davrandılar. Okulda da sıkıntı olmadı. Ruhi durumları hasar görmesin diye söylemedik. Fakat çocuklarımda tırnak yeme, aşırı korku, dikkat eksikliği gibi birçok problem var. Yalnız tuvalete bile gidemiyor oğlum. Dört yıldır yaşıyoruz bu süreci. Psikoloğa da götürdüm ama devam etmem lazım. Ben de 9 ay ayrı kaldım çocuklarımda. Tutuklu olarak cezaevinde kaldım. 6 yıl hükmüm var. Çok meydana çıkmak istemedim. Hükmü koz olarak kullanmalarını istemedim. Tek amacımız ailece tekrar birlikte yaşayabilmek.

HUKUK MÜCADELESİNE DEVAM
KHK ile ihraç edildikten sonra birçok insan gibi işsiz kaldım. Sigortasız işlerde çalıştım, özel fizik dersleri verdim.

Eşimin yaşadığının ortaya çıkması önemli, şimdi önümüzde başka bir mücadele, hukuk mücadelesi var. Sonuna kadar takipçisi olacağım. Hangi uluslararası mahkemelere kadar giderse gitsin, bırakmayacağım”

6 KİŞİ İŞKENCE MERKEZİNDEN ÇIKTI BİR KİŞİ HALA ORADA
7 Şubat’ta kaçırılan Gökhan Türkmen, OHAL döneminde Türkiye Zirai Donatım Kurumu’ndaki işinden KHK ile atılan 42 yaşında bir kimyagerdi. Türkmen’le birlikte Şubat ayında Yasin Ugan, Özgür Kaya, Salim Zeybek, Erkan Irmak ve Mustafa Yılmaz kaçırılmıştı. Şubat’ta kaçırılanların tamamı aylar süren işkencenin ardından Emniyet’e teslim edildiler.

Ağustos ayında zorla kaybedilen Yusuf Bilge Tunç ise hala işkence merkezinden kurtulabilmiş değil.