Salı günü TBMM’de görüşülecek olan infaz yasası teklifinde siyasi tutukluların kapsam dışı bırakıldığını kaydeden Prof. Dr. Cengiz Aktar, ‘‘Hükümet, 50 bin siyasi mahkûmu kapsam dışı bırakarak idama mahkûm ediyor.’’ dedi.

KHK TV’ye konuşan siyaset bilimci Prof. Dr. Cengiz Aktar, infaz yasa tasarısıyla ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu.

PROF. DR. AKTAR: 50 BİN SİYASİ MAHKÛMU İDAMA MAHKÛM EDİYORLAR

Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıktıktan sonra on binlerce kişinin ölümüne sebep olan koronavirüs salgını sebebiyle hızlandırılan infaz yasası teklifinde siyasi tutukluların kapsam dışına bırakıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Aktar, ‘‘Koronavirüsünden ötürü dünya zorunlu bir oruç tutuyor. Koronanın nelere kadir olduğunu görüyoruz. 50 bin siyasi mahkûmu kapsam dışı bırakarak idama mahkûm ediyor, infaz ediyorlar. AKP-MHP son toplantısından; son derece geniş terör tanımını asla kaale almayacağı, bu insanların hapiste kalacağı, buna mukabil 90 bin adli suçlunun ise salıverileceği anlaşılıyor. Önümüzdeki hafta Meclisten bu karar çıkacak.’’ diye konuştu.

‘‘ERDOĞAN’IN BU KİŞİLERE KİŞİSEL GAREZİ VAR, HERKES BİR NEVİ TERÖRİST’’

Türkiye’nin önde gelen isimlerinin halen cezaevinde siyasi sebeplerle tutulduğuna işaret eden Aktar sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘Osman Kavala, Ahmet Altan, Selahattin Demirtaş, Mümtaz’er Türköne gibi star isimler var. Tayyip Erdoğan’ın bunlara kişisel bir garezi olduğu ortaya çıkıyor. Sadece bunlar değil, hapiste yüzlerce hasta mahkûm, bebekli anneler, kadınlar var. Bu tam bir rezilliktir. Bu hatadan dönülmesi için infaz yasası muazzam bir fırsattı. Maalesef Türkiye’yi yöneten güruhun böyle bir niyeti yok, böyle bir fıtratı da yok. Onlar için kendileri gibi düşünmeyen, hapiste olsun veya olmasın herkes bir nevi terörist.’’

‘‘İKTİDARDAN BEKLENEN İNSANİ BİR TAVIRDIR’’

Koronavirüs salgını sebebiyle cezaevlerinin büyük risk altında olduğunu belirten Prof. Dr. Aktar, ‘‘AİHM, BM gibi insan haklarını referans alan örgütler, uluslararası kuruluşlar, insan hakları savunucuları, yurt içinden sivil toplum kuruluşları ve insanlar hükümete çağrıda bulunuyor. Virüs salgınından ötürü hapishanelerde felaket olabileceğini ifade ediyor. Bu durum siyasi meseleyi aşmıştır. İktidardan beklenen insani bir tavırdır. Yurt içinden ve yurt dışından yapılan çağrılar, içeride hapis tutulan insanların ne dedikleri veya demedikleri ile alakalı değil, burada insanı bir çağrı var. Fakat hükümet bu tip çağrılara dahi tamamen sağır ve kör olmuş. İnsanları hapiste, bu salgında yargısız infaza tabi tutarsa felaket şeyler olacaktır.’’ şeklinde konuştu.

‘‘OHAL VE KHK MAĞDURLARI SOSYAL ÖLÜME MAHKÛM EDİLMİŞ’’

Koronavirüs sebebiyle yaşanan sosyal tecridi KHK’lıların 4 yıldır yaşadığını hatırlatan Aktar sözlerini şöyle tamamladı: ‘‘Aileleriyle birlikte OHAL ve KHK mağdurlarının sayıları milyonları aşmış durumdadır. İş ve aş verilmeyerek “sosyal ölüme” mahkûm edilen bu insanlardan, hapiste olanları ise bu yasa tasarısı ile doğrudan doğruya infaz edilecek gibi görünüyor. KHK’lıların, Türkiye’de rejim gibi düşünmeyen herkesin, ”insan olma vasfından çıkarılmış insanlar” olduğunu görüyoruz. Devlet bu fırsatı kaçırdı. Çünkü böyle bir fıtratları yok. KHK’lılar rejimin gözünde insan değil öyle anlaşılıyor.

KHK’lı veya KHK’sız bu salgın da en önemlisi insan hayatıdır. Hayatta kalmak tek ilkemiz olmalı. Bunun için de yapabileceğimiz en önemli şey evde kalmak. Evde kalıp işini kaybetme durumunda olanların da devletten ısrarla yardım istemesi gerekiyor.’’