Terhisine 90 gün kala 15 Temmuz olaylarının içine sürüklenen ve 17 yıl 6 ay hapis cezası verilen er Tunahan Kurt, Silivri Cezaevi müdürünün gözünün önünde kamerasız bir odada dövüldüğünü açıkladı.

Cezaevlerinde hak ihlalleri devam ediyor. 15 Temmuz’dan sonra Silivri’ye gönderilen er Tunahan Kurt, yaşadıklarını HDP Milletvekili ve insan hakları savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu’na 4 Ağustos 2020’de gönderdiği mektupta anlattı. Kurt, “Müdür beyin gözü önünde beni darp ettiler. Boynumda morluklar oluştu. Darp edeceği kişileri hep bu odaya sokuyorlar. Çünkü bu odada kamera yok” dedi.

İstanbul Kartal Maltepe Nurettin Maraşel Kışlasında askerken 15 Temmuz gecesi Boğaz Köprüsü’ne götürülen ve balistik raporları temiz çıkmasına rağmen ceza verilen Tunahan Kurt 4 yıldır Silivri’de tutuklu. Kendi durumunda olan erlerin çoğunun tahliye edildiğini, dosyasının ise Yargıtay’da bekletildiğini söyleyen Kurt, bir kapalı görüş sonrası yaşadığı darp olayını ve nedenini mektubunda şöyle anlattı:

“DARP EDECEKLERİ KİŞİLERİ HEP BU ODAYA SOKUYORLAR”

“Bir de bu olanlar yetmiyormuş gibi cezaevinde şiddete ve hakarete maruz kalıyorum. Yine bir kapalı görüş sonrası görevli memurlardan biri bizler ailemiz ile görüşürken gelip kapıları yumruklayıp bağırmaya başladı. Görüş bittikten sonra bu memur yine bağırmaya devam etti. Ben de sadece ne bağırıyorsun dedim. Bunun üzerine beni müdür beyin de olduğu hazır kuvvet odasına soktular. Müdür beyin gözlerinin önünde beni darp ettiler ve boynumda morluklar oluştu. Darp edeceği kişileri hep bu odaya sokuyorlar. Çünkü bu odada kamera bulunmamaktadır.”

SAVCILIK DOSYAYI KAPATTI

Olaydan sonra rapor almak için revire çıktığını ve alamadığını belirten Kurt, Silivri Cumhuriyet Savcılığı’na yaptıkları şikayetlerin de yeterli delil bulunamadığı gerekçesiyle işleme alınmadığını kaydetti.

Darp edildikten sonra bir ay ailesiyle görüşmeme cezası verilen Tunahan Kurt, “İki gün sonra rapor almak için revire çıktım. Doktora boynumdaki morlukları gösterip rapor istedim. Doktor bana raporu elden veremeyeceğini ama sisteme kaydedeceğini söyledi. Fakat sisteme ne kaydettiğini dahi bilmiyorum. Ömer abi bu yetmiyormuş gibi bir de bana bir ay ailem ile görüş cezası verildi. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na  suç duyurusunda bulunuyoruz fakat savcılık her seferinde dosyayı somut delil yoktur diyerek kapatıyor. Çünkü somut delillere dahi bakılmıyor.” ifadelerini kullandı.

“İSTEDİĞİNİZ YERE ŞİKAYET EDEBİLİRSİNİZ DEDİLER”

Koğuş arkadaşı Fatih Yılmaz’ın da aynı odada darp edildiğini anlatan Kurt şöyle devam etti:

“Bir memur kendisine o kadar güveniyor ki, istediğiniz yere gidip şikayet edebilirsiniz diyor. Bu olaydan dolayı da şikayette bulunuldu. Savcılık dosyayı yine zorla kapattı. Somut delilin olmadığı öne sürülüyor. Eğer kamera kayıtlarına baksaydılar somut delili göreceklerdi. Ne kamera kayıtlarına bakıyorlar ne de olaya şahit olan 30 kişiden birinin ifadesini alıyorlar. Eğer cezaevinde kamera kayıtlar somut delil değil ise somut delilden kasıt nedir?”

Boğaziçi Köprüsü davasından yargılanan Tunahan Kurt’un babası İsmail Kurt, Ekim 2019’da Bold Medya’ya verdiği röportajda şunları söylemişti:

“Adana Seyhanlıyız. Üç oğlum var. Kereste fabrikasında çalışıyorum. 2.200.000 TL maaş alıyorum. Oğlum 15 Temmuz’dan beri Silivri Cezaevinde. Terhis olmasına 90 gün kalmıştı. İstanbul Kartal Maltepe Nurettin Maraşel Kışlasında askerdi. Acemi birliğini Etimesgut’ta yaptı. Yemin törenine gitmiştik. Bize, evlatlarınızı burnu kanamadan sağ salim size teslim edeceğiz diye söz verdiler. Çocuklarımız tatbikat emriyle dışarı çıkarılıyor. Sonunda da başımıza gelen; çocuğumuz vatan haini olarak ilan edildi. Ceza verecek hiçbir şey bulamadılar. Balistik temiz, her şeyi temiz. Oğlum tehlikeyi gördükten sonra götürüldükleri aracın içine giriyor ve teslim ol çağrısına kadar çıkmıyor. Buna rağmen Silivri 25. Ağır Ceza Mahkemesi Temmuz 2018’de terör örgütüne yardım ve yataklıktan 17,5 sene ceza verdi.  Köprü davasında en az cezayı alan biri de oğlumdur. O da daha çok ceza alan arkadaşlarına üzülüyor.”

Tunahan Kurt ve babası.

TUNAHAN KURT’UN ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU’NA GÖNDERDİĞİ MEKTUBUN ORİJİNALİ