İzmir, Van, Kırıkkale, Şanlıurfa ve Elazığ cezaevlerinde tutuklu ve hükümlüler, kaloriferlerin yanmadığını, aileleri tarafından gönderilen kışlık kıyafetlerin kendilerine verilmediğini belirterek “Devlet bizi soğukla terbiye ediyor” iddiasında bulundu.
Türkiye’nin dört bir yanındaki cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin çoğu oldukça zor şartlarda, temel haklardan mahrum bırakılarak cezalarını tamamlamaya çalışıyor. İzmir, Van, Kırıkkale, Şanlıurfa ve Elazığ cezaevlerinde tutuklu ve hükümlüler, kaloriferleri yanmadığını, aileleri tarafından gönderilen kışlık kıyafetlerin kendilerine verilmediğini belirterek, “Devlet bizi soğukla terbiye ediyor” iddiasında bulundu. Tutuklu ve hükümlüler sorunlarını anlattıkları mektuplarda tek kişilik hücrelerde yaklaşık 50 kişi kaldıklarını, sohbet ve kitap haklarının kısıtlandığını, keyfi disiplin cezalarının verildiğini, talepleri karşısında cezaevi yönetiminin duyarsız kaldığı gibi birçok hak ihlallerine yer verildi. Cezaevlerinden gelen mektuplardan bazıları ise şöyle:
-İzmir 1 Nolu F Tipi Hapishanesi’nden Rıza Özçolak: Sohbet hakkının gasp edilmesinden, tedavi hakkımızın engellenmesine, kitap yayın haklarının sınırlandırılmasından, ‘soğukta terbiye etme’ uygulamalarına kadar burada her şey tutsakların iradesini kırmak, boyun eğdirmek üzerine kurulu. İktidar şehir hastaneleri yapmakla övünüyor ama cezaevindekiler tedavi olamıyor, ‘millet kıraathaneleri’ açıyor ama bizim kitaplarımız yasaklanıyor. ‘Ülkemiz hiç olmadığı kadar özgür’ deniyor. Ardından sohbet hakkımız engelleniyor. Ailemizin getirdiği iç çamaşırlar dahi bize verilmiyor.
-Kırıkkale F Tipi Hapishanesi’nden Sinan Akbayır: Arkadaşımız Cihat Özdemir’in trioid bezinde nodül tespit edilmesine rağmen normal denilerek muayene edilmedi. Bu karar kendisine günler sonra hapishane revirinde bildirildi. Aynı rahatsızlıkla yine hastaneye sevk edilince doktor ‘kafana takma hiçbir şeyin yok’ diyerek hapishaneye geri göndermiş. Ayrıca mektuplarımız da sansürleniyor ve gönderilmiyor.
Sohbet hakkına sınırlama
-Van F Tipi Hapishanesi’nden Mecit Şahinkaya: Gazeteler, dergiler ve postalar hiçbir gerekçe gösterilmeksizin bize verilmiyor. Kendi yazı ve karikatürlerimizden oluşan ‘Sesimiz’ dergisinin olduğu postaya el konuldu. Talat Şanlı arkadaşımız böbrek rahatsızlığı için revir dilekçesi yazdı. Revire ancak 2 hafta sonra çıkarıldı. Revirden üç hafta sonra hastaneye götürüldü. Bu defa da doktor olmadığı için geri getirildi. 10 saat olan sohbet hakkımız 2 saat olarak sınırlandırılıyor. Temel tüketim malzameleri haftalarca talep ettiğimiz halde getirilmiyor.
-Şanlıurfa 2 Nolu T Tipi Hapishanesi’nden Bayram Kaya: Kitap okumanın güzelliğini her bir kitapla daha fazla keşfeden biri olarak sizden elinizde bulunan fazla kitaplardan talep ediyorum. Bulunduğum cezaevinin kütüphanesi yeterli değil. Sizlerden kitap rica ediyoruz.
Can güvenliğimiz yok
– Elazığ 1 Nolu Hapishanesi’nden Murat Eser: Bir yılı aşkın süredir 50’ye yakın hükümlü ve tutuklu ardaşlarımız tek kişilik hücrelerde tutulmaktadır. Tekli hücrelerde tutulan arkadaşlarımızın birçoğu yaşlı ve hastadır. Yasal dayanağı olmadan keyfi bir şekilde tutulmaktadırlar. Ziyaret yerlerine gidiş gelişlerde cezaevi personelinin hakaretlerine maruz kalıyoruz. Kendilerini ‘A Takımı’ olarak adlandıran bu ekip içinde bazılarının tutum ve davranışları can güvenliğimizi tehlikeye atmaktadır. Kürkçe mektup yazan arkadaşların mektupları gönderilmiyor.
-Elazığ 1 No’lu Hapishanesi’nden Metin Baykan: Cezaevi yönetimi kaldığımız odalarda bulundurabileceğimiz kitap sayısını 7 adet ile sınırlandırmaktadır. Bu uygulamaların yasal dayanağı olmamasına rağmen ‘güvenlik gerekçesiyle bilgi edinme hakkımız ihlal edilmektedir.